21 Kasım 2010 Pazar

Neden Kilo Alıyorum

Neden Kilo Alıyorum
Şişmanlamayı, besin olarak alman enerjinin (kalorinin) vücudun harcama kapasitesinin üstünde olması, alınan enerjinin, harcanan enerji oranına göre artmasıyla vücudun yağ depolamaya başlaması olarak tanımlayabiliriz.

Şişmanlık hayatımızın herhangi bir döneminde kısa ya da uzun süre karşılaşabileceğimiz bir sorundur. Bazı insanlar için hormonları sorun olabilir, bir diğeri için genetik önemli bir rol oynayabilir veya ilaç kullanmaya bağlı olarak şişmanlık ortaya çıkabilir.Ya da egzersiz için yeterli zaman bulamamak, iş yerindeki çalışma koşulları ile ilgili sorunlar, sürekli masa başında oturmak, hareketsiz bir yaşam, sürekli araba kullanıyor olmak, ya da depresyon, gebelik veya emzirme (lohusalık) gibi özellik içeren dönemleri yaşamak olarak sıralayabiliriz. Sebep her ne olursa olsun, öncelikle sağlıklı yaşamak ve kendiniz için kilo vermeyi amaç edinmelisiniz. Eşiniz, arkadaşınız veya başkalarının baskısı ile çözüm üretmeyiniz. Çünkü üzüntü, yetersizlik, vb… bastırılmış duygular yerine, kendi özsaygınızın devrede olması daha önemlidir, kendinizle barışık olmak daha motive edici olur. Duygusal nedenlerle de aşırı yiyecek tüketmeye başlarız. Bazen kilo almak depresyonda olduğumuzun nedeni değil, belirtisi olabilir. Aşırı yiyecek tüketmek üzüntü ile başa çıkmak için kullandığınız yol olabilir. Çoklukla insanlar her zaman yiyip umutsuzca kilo vermek istediklerini dile getirirler.

Süt ve süt ürünlerine özellikle kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere bazı önemli mineraller, protein ile B grubu vitaminleri ile A vitaminin kaynağıdır ve diyetinizde yer alması gereken önemli besinlerimizdir.

Süt ve süt ürünlerine özellikle kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere bazı önemli mineraller, protein ile B grubu vitaminleri ile A vitaminin kaynağıdır ve diyetinizde yer alması gereken önemli besinlerimizdir.
•Süt ve yoğurt, düzenli tüketildiklerinde kilo vermede etkili olur. Kalsiyum içerikli olması kişinin metabolizmasını hızlandırır. Ayrıca az yağlı süt ve yağsız yoğurt kemikleri güçlendirir. Düzenli olarak düşük yağlı yoğurtla beslenenlerin metabolizması daha hızlı çalışır ve kolay kilo verirler. Kalsiyumu süt ürünlerinin (daha az yağlı olan dil peyniri ve inek peyniri tercihiniz olmalı) yanı sıra, brokoli gibi kalsiyum açısından zengin olan diğer kaynaklardan karşılamak mümkün olmakla birlikte, az yağlı süt ürünlerinden alınan
kalsiyum daha etkili olduğu için tercih sebebiniz olmalı.
•Süt ve süt ürünleri tüketimini artırmak için, sabahları tahıl gevreğinize az yağlı sütle ekleyebilir, öğleden önce veya akşamüstü az yağlı yoğurt yiyebilir, 2 dilim az yağlı pey-nirden bir sandviç ile ara öğün oluşturabilir,sütünüze tarçın gibi aromalar ilave ederek zevki hale getirebilirsiniz.
•Yumurta kilo vermenize yardımcı olur. Yeni çalışmalar yumurtanın kolesterolün üzerinde çok az etkisinin olduğunu gösterdi. Ancak, hala çok fazla sayıda yumurta yemekten dolayı kolesterolünüz için endişe ediyorsanız, haftada 2 defa tüketin. Yumurta, proteinlerin yanı sıra B12 vitamini içerir bu da vücutta yağ yakma hızını arttırır. Bir ipucu,kahvaltıda yumurta yiyenler daha uzun süre tokluk hissederler.Yumurta benim favori besinim,sizlere önerim ise kahvaltıda, öğlen
ve akşam öğünlerinde, katı pişmiş olarak, haftada 3 defa 2 yumurta ile hazırlanmış domates,sivri biber menemen olarak, yanında 1 dilim ekmek ile, yada yine 2 yumurta ve az peynir ilavesi ile hazırlayacağı-nız omlet şeklinde tüketmeniz. Ayrıca mantar,pazı,ıspanak gibi sebzelerle birlikte omletinizi çeşitlendirebilirsiniz,ötesi sizin yaratıcılık hüneriniz…

Süt ve süt ürünlerine özellikle kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere bazı önemli mineraller, protein ile B grubu vitaminleri ile A vitaminin kaynağıdır ve diyetinizde yer alması gereken önemli besinlerimizdir.

Süt ve süt ürünlerine özellikle kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere bazı önemli mineraller, protein ile B grubu vitaminleri ile A vitaminin kaynağıdır ve diyetinizde yer alması gereken önemli besinlerimizdir.
•Süt ve yoğurt, düzenli tüketildiklerinde kilo vermede etkili olur. Kalsiyum içerikli olması kişinin metabolizmasını hızlandırır. Ayrıca az yağlı süt ve yağsız yoğurt kemikleri güçlendirir. Düzenli olarak düşük yağlı yoğurtla beslenenlerin metabolizması daha hızlı çalışır ve kolay kilo verirler. Kalsiyumu süt ürünlerinin (daha az yağlı olan dil peyniri ve inek peyniri tercihiniz olmalı) yanı sıra, brokoli gibi kalsiyum açısından zengin olan diğer kaynaklardan karşılamak mümkün olmakla birlikte, az yağlı süt ürünlerinden alınan
kalsiyum daha etkili olduğu için tercih sebebiniz olmalı.
•Süt ve süt ürünleri tüketimini artırmak için, sabahları tahıl gevreğinize az yağlı sütle ekleyebilir, öğleden önce veya akşamüstü az yağlı yoğurt yiyebilir, 2 dilim az yağlı pey-nirden bir sandviç ile ara öğün oluşturabilir,sütünüze tarçın gibi aromalar ilave ederek zevki hale getirebilirsiniz.
•Yumurta kilo vermenize yardımcı olur. Yeni çalışmalar yumurtanın kolesterolün üzerinde çok az etkisinin olduğunu gösterdi. Ancak, hala çok fazla sayıda yumurta yemekten dolayı kolesterolünüz için endişe ediyorsanız, haftada 2 defa tüketin. Yumurta, proteinlerin yanı sıra B12 vitamini içerir bu da vücutta yağ yakma hızını arttırır. Bir ipucu,kahvaltıda yumurta yiyenler daha uzun süre tokluk hissederler.Yumurta benim favori besinim,sizlere önerim ise kahvaltıda, öğlen
ve akşam öğünlerinde, katı pişmiş olarak, haftada 3 defa 2 yumurta ile hazırlanmış domates,sivri biber menemen olarak, yanında 1 dilim ekmek ile, yada yine 2 yumurta ve az peynir ilavesi ile hazırlayacağı-nız omlet şeklinde tüketmeniz. Ayrıca mantar,pazı,ıspanak gibi sebzelerle birlikte omletinizi çeşitlendirebilirsiniz,ötesi sizin yaratıcılık hüneriniz…

Egzerside Gerçek Kalori İhtiyacınızı Belirleyin

Egzerside Gerçek Kalori İhtiyacınızı Belirleyin
Çok fazla yemek yemek sizi kilolu yapar ama çok az yemek de metabolizmanızı düşürür çünkü vücudunuz kalori eksikliğini, içgüdüsel olarak açlık ve düşük vitese geçme olarak yorumlar. Çözümü şudur: Yediklerinizi aktivitelerinizle dengeleyin. İşte bunu kolaylaştıracak bir puan sistemi.
Aktivite seviyenizi göz önünde bulundurun.
Eğer işiniz ya da yaşam tarzınız sürekli oturmanızı gerektiriyorsa ve çok seyrek egzersiz yapıyorsanız, kendinize 26 puan verin.
■ Hafif bir yürüyüşten daha fazla günlük aktiviteniz varsa ve haftada üç kez 45 ila 60 dakika aerobik şeklinde egzersiz yapıyorsanız kendinize 33 puan verin.
 Egzerside Gerçek Kalori İhtiyacınızı Belirleyin
Egzerside Gerçek Kalori İhtiyacınızı Belirleyin
■ Hafif bir yürüyüşten daha fazla günlük aktiviteniz varsa ve haftada en az beş kez 45 ila 60 dakika aerobik şeklinde egzersiz yapıyorsanız kendinize 40 puan verin.
Günlük kalorinizi hesaplamak için, puanlarınızı kilogram cinsinden ideal kilonuzla çarpın. Örneğin, 64 kiloda çok aktif bir kadınsanız ve 5 kilo vermek istiyorsanız, 40 ile 59′u çarparsınız ve 2,360 kalori elde edersiniz.
Kas yerine yağ eritmek için, günde en az 1,200 kalori almanız gerekir. Sorun şudur ki, tipik batılı kadını bir günde ihtiyacı olandan çok daha fazlasını yemektedir. Günde sadece 500 kalori bu değer, bir Snikers’a ve bir kutu kolaya eşittir- fazladan aldığınızda, haftada ihtiyacınız olandan 3,500 kalori fazlasını almış olursunuz. Bu, basküle fazladan yarım kilo eklenmesi anlamına gelir.

Egzerside Gerçek Kalori İhtiyacınızı Belirleyin

Egzerside Gerçek Kalori İhtiyacınızı Belirleyin
Çok fazla yemek yemek sizi kilolu yapar ama çok az yemek de metabolizmanızı düşürür çünkü vücudunuz kalori eksikliğini, içgüdüsel olarak açlık ve düşük vitese geçme olarak yorumlar. Çözümü şudur: Yediklerinizi aktivitelerinizle dengeleyin. İşte bunu kolaylaştıracak bir puan sistemi.
Aktivite seviyenizi göz önünde bulundurun.
Eğer işiniz ya da yaşam tarzınız sürekli oturmanızı gerektiriyorsa ve çok seyrek egzersiz yapıyorsanız, kendinize 26 puan verin.
■ Hafif bir yürüyüşten daha fazla günlük aktiviteniz varsa ve haftada üç kez 45 ila 60 dakika aerobik şeklinde egzersiz yapıyorsanız kendinize 33 puan verin.
 Egzerside Gerçek Kalori İhtiyacınızı Belirleyin
Egzerside Gerçek Kalori İhtiyacınızı Belirleyin
■ Hafif bir yürüyüşten daha fazla günlük aktiviteniz varsa ve haftada en az beş kez 45 ila 60 dakika aerobik şeklinde egzersiz yapıyorsanız kendinize 40 puan verin.
Günlük kalorinizi hesaplamak için, puanlarınızı kilogram cinsinden ideal kilonuzla çarpın. Örneğin, 64 kiloda çok aktif bir kadınsanız ve 5 kilo vermek istiyorsanız, 40 ile 59′u çarparsınız ve 2,360 kalori elde edersiniz.
Kas yerine yağ eritmek için, günde en az 1,200 kalori almanız gerekir. Sorun şudur ki, tipik batılı kadını bir günde ihtiyacı olandan çok daha fazlasını yemektedir. Günde sadece 500 kalori bu değer, bir Snikers’a ve bir kutu kolaya eşittir- fazladan aldığınızda, haftada ihtiyacınız olandan 3,500 kalori fazlasını almış olursunuz. Bu, basküle fazladan yarım kilo eklenmesi anlamına gelir.

Vücut kitle indeksiniz 25 ya da daha yüksekse, vücut ağırlığınızın yüzde 5′i ile 10′u arasında kilo vermeyi amaçlayarak işe başlayın. Örneğin, eğer 1.62 boyunda ve 82 kiloysanız,vücut kitle indeksiniz 31′dir. Bunu 25′e düşürmek için, 35 kilo vermeniz gerekir. İlk başlarda, ilk kilonuzu vermeye konsantre olun. Orta hızda bir kilo kaybı, tansiyonunuzu, lipitlerinizi, kan şekerinizi düşürecek ve kendinize güven duymanızı sağlayacaktır ve bu, bir kerede hepsini vermeye çalışmaktan daha kolay bir amaçtır.

Vücut kitle indeksiniz 25 ya da daha yüksekse, vücut ağırlığınızın yüzde 5′i ile 10′u arasında kilo vermeyi amaçlayarak işe başlayın. Örneğin, eğer 1.62 boyunda ve 82 kiloysanız,vücut kitle indeksiniz 31′dir. Bunu 25′e düşürmek için, 35 kilo vermeniz gerekir. İlk başlarda, ilk kilonuzu vermeye konsantre olun. Orta hızda bir kilo kaybı, tansiyonunuzu, lipitlerinizi, kan şekerinizi düşürecek ve kendinize güven duymanızı sağlayacaktır ve bu, bir kerede hepsini vermeye çalışmaktan daha kolay bir amaçtır.
Kendinizi düzene Sokun. Bir haftada 2 ya da daha fazla kilo veren kişiler, yağ değil su kaybederler; bu nedenle haftada sadece 1 kilo vermeyi amaçlayın. Ne kadar kilo vereceği bağlı olarak, sağlıklı yoldan vücut ağırlığınızın yüzde 10′unu vermek 6 ay sürebilir ancak bu durum, yeni kilonuzu koruma ihtimalinizin daha yüksek olduğu anlamma gelir.
az kilo vermek
Başka kanıtlar arayın. Baskülde sonuçlan
görmek biraz zaman alabilir ama sağlıklı beslenmeye ve egzersiz yapmaya başladıktan hemen sonra vücudunuzun daha güçlü ve sağlıklı olmaya başladığını hissedeceksiniz.
Kilo veriyor ama vücut kitle indeksiniz değişmiyorsa, bel bölgenizi tekrar ölçün. Toplam kilonuz veya vücut kitle indeksiniz değişmese bile, karın bölgesindeki yağlar ortadan kalkabilir. Kilo verme çabalarınıza rağmen, verdiğiniz kilo miktarı 2 ila 4.5 arasmda bir yerlerde kaldığı zaman, bu sizi motive etmeye yarayacaktır.
Kilonuzu muhafaza etmeye çalışın. Bir kez
hedefiniz olan yüzde 10′u verdiğiniz zaman, 6 ay boyunca onu muhafaza etmiş olmanız, sağlığınızı düzeltmeye ve tekrar kilo almaktan uzak durmayı kolaylaştırmaya devam edecektir.
Tekrar yapın. İlk yüzde 10′luk bölümden sonra daha fazla kilo vermek isterseniz, sağlıklı bir vücut kitle indeksine ulaşana kadar aynı şeyleri yapmaya devam edin.

Vücut kitle indeksiniz 25 ya da daha yüksekse, vücut ağırlığınızın yüzde 5′i ile 10′u arasında kilo vermeyi amaçlayarak işe başlayın. Örneğin, eğer 1.62 boyunda ve 82 kiloysanız,vücut kitle indeksiniz 31′dir. Bunu 25′e düşürmek için, 35 kilo vermeniz gerekir. İlk başlarda, ilk kilonuzu vermeye konsantre olun. Orta hızda bir kilo kaybı, tansiyonunuzu, lipitlerinizi, kan şekerinizi düşürecek ve kendinize güven duymanızı sağlayacaktır ve bu, bir kerede hepsini vermeye çalışmaktan daha kolay bir amaçtır.

Vücut kitle indeksiniz 25 ya da daha yüksekse, vücut ağırlığınızın yüzde 5′i ile 10′u arasında kilo vermeyi amaçlayarak işe başlayın. Örneğin, eğer 1.62 boyunda ve 82 kiloysanız,vücut kitle indeksiniz 31′dir. Bunu 25′e düşürmek için, 35 kilo vermeniz gerekir. İlk başlarda, ilk kilonuzu vermeye konsantre olun. Orta hızda bir kilo kaybı, tansiyonunuzu, lipitlerinizi, kan şekerinizi düşürecek ve kendinize güven duymanızı sağlayacaktır ve bu, bir kerede hepsini vermeye çalışmaktan daha kolay bir amaçtır.
Kendinizi düzene Sokun. Bir haftada 2 ya da daha fazla kilo veren kişiler, yağ değil su kaybederler; bu nedenle haftada sadece 1 kilo vermeyi amaçlayın. Ne kadar kilo vereceği bağlı olarak, sağlıklı yoldan vücut ağırlığınızın yüzde 10′unu vermek 6 ay sürebilir ancak bu durum, yeni kilonuzu koruma ihtimalinizin daha yüksek olduğu anlamma gelir.
az kilo vermek
Başka kanıtlar arayın. Baskülde sonuçlan
görmek biraz zaman alabilir ama sağlıklı beslenmeye ve egzersiz yapmaya başladıktan hemen sonra vücudunuzun daha güçlü ve sağlıklı olmaya başladığını hissedeceksiniz.
Kilo veriyor ama vücut kitle indeksiniz değişmiyorsa, bel bölgenizi tekrar ölçün. Toplam kilonuz veya vücut kitle indeksiniz değişmese bile, karın bölgesindeki yağlar ortadan kalkabilir. Kilo verme çabalarınıza rağmen, verdiğiniz kilo miktarı 2 ila 4.5 arasmda bir yerlerde kaldığı zaman, bu sizi motive etmeye yarayacaktır.
Kilonuzu muhafaza etmeye çalışın. Bir kez
hedefiniz olan yüzde 10′u verdiğiniz zaman, 6 ay boyunca onu muhafaza etmiş olmanız, sağlığınızı düzeltmeye ve tekrar kilo almaktan uzak durmayı kolaylaştırmaya devam edecektir.
Tekrar yapın. İlk yüzde 10′luk bölümden sonra daha fazla kilo vermek isterseniz, sağlıklı bir vücut kitle indeksine ulaşana kadar aynı şeyleri yapmaya devam edin.

Zayıflamada Stresin Zararları

Zayıflamada Stresin Zararları
Stres altında olduğunuzda, vücudunuz kalp hastalıkları riskini arttırarak karın bölgesine yağ gönderen kortizol adında bir hormon salgılar. Aynı zamanda, gelişme hormonu ve sizi hastalıklara ve karın bölgesi yağlanmasına karşı koruyan testosteron hormonunu engeller. Bu etkiler, kadınların östrojen seviyelerinin düştüğü menopoz döneminden sonra daha tehlikelidir.
Stres altında olduğunuzda daha fazla yediğinizi fark etmiş olabilirsiniz. Bunun nedeni, yiyecekler bazı insanların rahatlamasını sağlar. Stres, sinir sisteminizi harekete geçirir ve kendinizi gergin hissetmenize neden olur. Yemek yemek kendinizi rahat hissetmenizi sağlayan beyindeki doğal ağrı kesicileri aktive edebilir.
Anksiyete davranışlarınızı başka yollarla da etkileyebilir. Maddi sorunlar, ilişki meseleleri ya da sadece çok fazla çalışmanın neden olduğu stresi sık sık depresyon izler. Ve ne nedenle depresif olmuş olursamz olun, muhtemelen daha çok yiyecek ve egzersiz yapmak için daha az motivasyona sahip olacaksınız. Ayrıca, bu dönemde yağ oranı yüksek olan kolay gıdalara yönelmeniz daha olasıdır.
1,300 kişi arasında yapılan bir çalışma, en fazla karın bölgesi yağının, negatif kişisel özelliklere ve yüksek kaygı oranına sahip kişilerde olduğunu göstermiştir. Depresyon aynı zamanda, en fazla karın bölgesi yağına sahip kadınlar
“Porsiyon miktarlarınıza dikkat edin. Çoğumuz gerçekte ihtiyacımız olandan
daha fazlasını yeriz ve yaşlanma sürecini yavaşlatma
dahil olmak üzere daha az yemek için birçok sebep vardır.”arasında yüksek sıralarda bulunmaktadır.
Stresi kontrol altında tutmak sizin kilo verme stratejinizin bir parçası olmalıdır. İşte size bunu nasıl yapacağınızla ilgili bazı fikirler. (Stresle ilgili daha fazla bilgi için, 6. bölüme bakınız.)
Kusurlarınızı kabul edin.
Ev hiçbir zaman tamamen temizlenmez, ara sıra son ödeme ve teslim tarihlerini kaçırırsınız ve çocuklarınız muhtemelen her zaman pekiyi getirmeyecektir. Hayatınızın her aşamasını kontrol etmeye çalışmamak, vücuttan biraz daha yağ atmanıza yardımcı olabilir.
Kendinize Önem Verin.
İyi dinlendiğinizden emin olur, yeterli oranda egzersiz yapar ve iyi beslenirseniz kendinizi daha iyi hisseder ve olumlu hislere sahip olursunuz.
Radyoyu açın.
Biraz dinlendirici müzik dinleyin, böylece kaygılarınızı hatta stresli durumlarda kan basıncınızı ve kalp oranınızı bile rahatlatabilirsiniz.
Çalkala, çalkala, çalkala.
Yataktan kalkar ve dans ederseniz, kalori yakarsınız ve beyniniz endorfin salgılar. Bu durum, ruh halinizi düzeltecek ve stresi yok edecektir.
Fıkra anlatın.
Espri, kaygıyı rahatlatmaya yardımcı olur. Yapılan bir çalışmada, insanların en sevdikleri komedi dizisinden bir bölüm izledikten sonra bir projeyi başarıyla tamamlayan insanların kan basıncı ve kalp oranlarının, bu televizyon şovunu izlemeyen insanlara göre daha düşük olduğu ortaya çıkmıştır.
Zayıflamada Stresin Zararları
Zayıflamada Stresin Zararları
Destek Alın
Amacınıza doğru ilerlerken elde ettiğiniz küçük kazançlara önem verin ve bunlar için kendinizi tebrik edin. İstediğiniz kadar hızlı kilo vermeseniz bile, merdivenleri nefessiz kalmadan çıkabildiğinizi ya da kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan yemekler pişirdiğinizi ve vücudunuzu sağlıklı tuttuğunuzu kendinize hatırlatın. Bir iki kilo bile verseniz, daha iyi bir sağlığa doğru attığınız her adımı kutlayın.
Beraber kilo Verin.
Bir arkadaş, ritmik bir yürüyüş yapmak için sizi sokağa çıkarabilecek ya da restoranda az yağlı yemekler yemek için size ilham verebilecek harika bir motivasyon aracı olabilir.
İnterneti kullanın. İlham, bir web sitesindeki linkin diğer ucunda olabilir. Bazı araştırmalar, kilo verdirmeye yönelik web sitelerinin kadınlann kilo vermesine yardımcı olduğunu “Kalori alımınızı kontrol edin, kalorilerinizin en fazla yüzde 20′sînİ yağdan alın ve günde beş ila dokuz öğün meyve ve sebze yediğinizden emin olun.” göstermiştir. Bu tür bir desteğin sizin için işe yarayıp yaramayacağını öğrenmek için birkaç sohbet odasım, kalori sayıcıları ve egzersiz kayıtlarım inceleyin. Besin günlükleri, kişiye özgü geri bildirimler, haftalık dersler ve manevi destek sağlayan siteleri araştırın.
Ev işlerini değiş tokuş edin.
Eğer mutfağı temizlemek, sizi karşı koyamayacağınız kadar bisküvi kutusuna yakınlaştırıyorsa, dışan çıkın ve yaprakları süpürün, çimleri ya da bahçeyi biçin. Ev içi işlerini partnerinizin yapmasını isteyin.
Beraber çalışın.
Destek gruplarına katılmak isterseniz ve partnerinizin beslenme üzerine bir derse ihtiyacı varsa, bir araya gelerek ekstra destek sağlaym.
Uyarıcıları ortadan kaldırın,
Uyarıcıları göz önünde bırakmayın. Bazı aperatifleri fazla yeme ihtimaliniz varsa, ailenizden birine onları en üst rafta, dolabın gerilerinde ya da onlan kolayca bulamayacağınız başka bir yere gizlemesini söyleyin.

Metabolizmayı Hızlandırmanın Yolları

Metabolizmayı Hızlandırmanın Yolları
Eğer daha az kalori alacaksınız diye kahvaltıyı atlıyorsanız, planınız işe yaramayabilir. Yapılan bir çalışmaya göre, kahvaltıyı atlayan kişilerin metabolizmaları, günden üç ya da daha fazla öğün yiyenlere göre yüzde 5 oranında daha yavaş çalışıyor. Metabolizmada gözlenen yüzde 5′lik bir hareketlenme, bir yılda 4.5 kilo vermenize yardımcı olabilir.
Bunu gün boyunca sürdürebilmek de önemlidir. Yediklerinizin miktarını arttırmadan daha sık yemek, sizi tok tutar.

Metabolizmayı  Hızlandırmanın Yolları
Metabolizmayı Hızlandırmanın Yolları
İki çalışmada, sabah boyunca ufak porsiyonlarla kahvaltı eden erkeklerin, tek bir öğün olarak kahvaltı eden erkeklere göre öğle yemeğinde yüzde 27 daha az yedikleri görülmüştür. Uzun süre besinsiz kalmayı önlemek için diğer bir güzel sebep: 4 saatten sonra kan şekeri düşer ve sağlıklı besinler yerine canınız tatlı istemeye başlar. Her biri 175 kaloriden az olan şu sağlıklı aperatifleri deneyin.
■ Reçelle ya da az yağlı krem peynirle hazırlanmış kepekli sandviç ekmeğinin yarısı
■ Her biri için 75 mililitre salsa ya da az yağlı krema sosunun yanında bir avuç dolusu havuç
■ Bir kase çekilmiş fasulye çorbası
■ Yarım kase tam tahıl kahvaltılık gevreği

Metabolizmayı Hızlandırmanın Yolları

Metabolizmayı Hızlandırmanın Yolları
Eğer daha az kalori alacaksınız diye kahvaltıyı atlıyorsanız, planınız işe yaramayabilir. Yapılan bir çalışmaya göre, kahvaltıyı atlayan kişilerin metabolizmaları, günden üç ya da daha fazla öğün yiyenlere göre yüzde 5 oranında daha yavaş çalışıyor. Metabolizmada gözlenen yüzde 5′lik bir hareketlenme, bir yılda 4.5 kilo vermenize yardımcı olabilir.
Bunu gün boyunca sürdürebilmek de önemlidir. Yediklerinizin miktarını arttırmadan daha sık yemek, sizi tok tutar.

Metabolizmayı  Hızlandırmanın Yolları
Metabolizmayı Hızlandırmanın Yolları
İki çalışmada, sabah boyunca ufak porsiyonlarla kahvaltı eden erkeklerin, tek bir öğün olarak kahvaltı eden erkeklere göre öğle yemeğinde yüzde 27 daha az yedikleri görülmüştür. Uzun süre besinsiz kalmayı önlemek için diğer bir güzel sebep: 4 saatten sonra kan şekeri düşer ve sağlıklı besinler yerine canınız tatlı istemeye başlar. Her biri 175 kaloriden az olan şu sağlıklı aperatifleri deneyin.
■ Reçelle ya da az yağlı krem peynirle hazırlanmış kepekli sandviç ekmeğinin yarısı
■ Her biri için 75 mililitre salsa ya da az yağlı krema sosunun yanında bir avuç dolusu havuç
■ Bir kase çekilmiş fasulye çorbası
■ Yarım kase tam tahıl kahvaltılık gevreği

Cilt Lekeleri İçin Renk Açıcı Kremler

Cilt Lekeleri İçin Renk Açıcı Kremler
Güneşe onca yıl maruz kalındıktan sonra, neredeyse herkeste yaşlılık lekeleri ya da çiller gibi pigmentle ilgili sorunlar baş göstermeye başlayacaktır. Bu sorunlardan tamamen kurtulmak her zaman mümkün değildir ama renk açıcı kremlerle neredeyse her zaman gözle görülmeyecek hale getirilebilirler.
Bu ürünler, pigment formasyonuna müdahale eden hidrokinon veya kojik asit gibi aktif maddeler içerirler. Kojik asit, Doğal Cilt Açma Sisteminde ve diğer ürünlerde bulunur. Birçok açıdan, kojik asit hidrokinon kadar iyi çalışmaz.
Cilt Lekeleri İçin Renk Açıcı Kremler
Cilt Lekeleri İçin Renk Açıcı Kremler
Reçeteli hidrokinon (yüzde 2′den daha fazla), reçetesiz ürünlerden (yüzde 2′ye kadar) daha iyi sonuçlar vermektedir.En iyi sonuçları elde etmek için, reçeteli hidrokinonu kojik asit içeren ürünlerle kombine ederek kullanın. Uygun görüldüğü kadarıyla her gün ya da günde iki kez kullanın ve güneşten sakının, aksi taktirde kahverengi lekeler ve yaşlılık lekeleri birkaç saat içinde geri dönecektir. Esmer tenli insanlar, uygulanan bölgedeki cilt renginde gözlenen önemli değişme tehlikesi nedeniyle açıcı kremleri kullanmamalıdırlar. Krem, gizlenmesi zor olan yoğun lekeler bırakmaktadır. Esmer teni açmanın güvenli bir yolu bulunmamaktadır.

Cilt Lekeleri İçin Renk Açıcı Kremler

Cilt Lekeleri İçin Renk Açıcı Kremler
Güneşe onca yıl maruz kalındıktan sonra, neredeyse herkeste yaşlılık lekeleri ya da çiller gibi pigmentle ilgili sorunlar baş göstermeye başlayacaktır. Bu sorunlardan tamamen kurtulmak her zaman mümkün değildir ama renk açıcı kremlerle neredeyse her zaman gözle görülmeyecek hale getirilebilirler.
Bu ürünler, pigment formasyonuna müdahale eden hidrokinon veya kojik asit gibi aktif maddeler içerirler. Kojik asit, Doğal Cilt Açma Sisteminde ve diğer ürünlerde bulunur. Birçok açıdan, kojik asit hidrokinon kadar iyi çalışmaz.
Cilt Lekeleri İçin Renk Açıcı Kremler
Cilt Lekeleri İçin Renk Açıcı Kremler
Reçeteli hidrokinon (yüzde 2′den daha fazla), reçetesiz ürünlerden (yüzde 2′ye kadar) daha iyi sonuçlar vermektedir.En iyi sonuçları elde etmek için, reçeteli hidrokinonu kojik asit içeren ürünlerle kombine ederek kullanın. Uygun görüldüğü kadarıyla her gün ya da günde iki kez kullanın ve güneşten sakının, aksi taktirde kahverengi lekeler ve yaşlılık lekeleri birkaç saat içinde geri dönecektir. Esmer tenli insanlar, uygulanan bölgedeki cilt renginde gözlenen önemli değişme tehlikesi nedeniyle açıcı kremleri kullanmamalıdırlar. Krem, gizlenmesi zor olan yoğun lekeler bırakmaktadır. Esmer teni açmanın güvenli bir yolu bulunmamaktadır.
Hayatınızda kimse yok diye neden kendinizi eve kapatıp oturuyorsunuz? Kendinizi toparlayın ve yeni bir arkadaşlığa sevgiliye yelken açmak için hazır olun… Siz gerekeni yapın ki, doğru kişide de sizi bulsun.
Kendinizi yenileyin: Yeniliklere her daim açık olun. Arkadaşlarınızla yeniliklere açık bir parti verin. Herkes yeni birilerini yeni arkadaşlarınni sevgililerini getirsin. Böylece yeni kişilerle tanışma olasılığınız dahada artacaktır. *
Eğlenceye vakit ayırın: Hiç beklemediğiniz bir anda aşk sizede konabilir.Buna inanmıyor musunuz? Yalnız bu doğru.
Cafelere gidin: Bir kişiyle tanışmak için her gece dışarlarda gezip dolaşmanız gerekmiyor. Bir kitap veya dergi alıp, kahve içmeye bir yere gidebilirsiniz. İlk önce arkanıza bir yaslanın ve rahatlayın bu arada çaktırmadan etrafa göz gezdirin. Belki size uygun biri oralarda dolaşıyordur.
aşk


İnterneti kullanın: Günümüzde herkes internet sayesinde tanışıyor. Sizde bunu deneyip uygulayabilirsiniz. Ortak fikirleri,düşünceleri paylaştığınız kişiyle öncelikle sanal alemde tanışır sonra da gerçek dünyada beraber olursunuz. Bu arada, yeni kız arkadaşlar edinerek daha değişik ortamlara girip, daha farklı şeyler yapabilirsiniz.
Alışverişe çıkın: Alışverişe çıkmak yeni bir erkekle tanışmanın en iyi yollarından biridir. Size bir tavsiye yakışıklı erkeklere rastlayacağınız en iyi reyon tabii ki “erkek” reyonudur
En İyi Güzellik Reçetesi
Güzellik için güvenliğinizi bırakmak zorunda değilsiniz. En zararlı makyaj malzemesi alışverişlerinden kaçınmak için neler bilmeniz gerektiğini sizler için araştırdım.
Mineral Pudra
•Su bazlı: Mineral pudrayla benzer etkiler için su bazlı, parlak fondötenleri tercih edin.
•Krem allık veya krem bronzlaştıncı: Uçuşan mineral pudra yerine krem allık kullanın.
•Sıkılaştınlmış pudra: Eğer illa pudra istiyorsanız, sıkılaştınlmış olanları, toz pudralan tercih edin ve uygularken cildinizde pencere vazifesi görecek bir bölümü açık bırakın!
Kırışıklık Kremi
En İyi Güzellik Reçetesi
En İyi Güzellik Reçetesi
•Parfümsüz
•Renksiz
•A vitamini retinol: Mucizevi şekilde cilde iyi gelir, kınşıklıklan azaltır.
•C vitamini: Kolajen üretimini çok iyi bir biçimde destekler.
•Alfa Hidroksi Asit: Kolajen üretimini destekler ve ciltte pullanmayı önler.
Dudak parlatıcısı
•Çinko oksit: Parlatıcınızın UVA ve UVB koruması olduğunu gösterir.
•Doğal dudak parlatıcıları: [Parafin yağı yerine balmumundan üretilen ürünleri tercih edin.
• Güneş koruyucu: Parlatıcınızla birlikte güneş kremi de sürmelisiniz

Tuniğin ön ve arkasına 70 ilmekle başlayın. 1 ters, 1 düz olarak 10 cm lastik örün üzerine beyaz renk ile 11 sıra siyah ile devam edin. her iki yandan eşit aralıklarla 1′er ilmek olmak üzere 5′er ilmek eksiltin. Belden bedene doğru yine eşit aralıklarla 1 ‘er ilmek olarak 2′şer ilmek arttırırı 3. beyaz sırasının ortasına gelince yakayı derin V olarak açın. Başlangıçtan 62 cm sonra kol oyuntusu için 2 düz örün. 2 ilmeği toplayın, 1 dolayın, 2 ilmeği toplayarak reglan kesim yapın. Kollara 34 ilmekle başlayın. 12 cm lastik üzerine çizgili olarak düz örün. Kolun her iki tarafından 1′er ilmek olmak üzere 5′er ilmek arttırırı, Kol kesimine gelince 2 düz örün, 2 ilmeği toplayın, 1 dolayın, 2 ilmeği toplayıp reglan kesim yapın. Ön, arka ve kolları birleştirin. Tığla 6 cm genişliğinde 2,5 m uzunluğunda bant örüp üzerine çiçekler dikin. Çoraplara, 200 ilmekle başlayın. 2 sıra beyaz 3 sıra siyah, 4 sıra beyaz, 6 sıra siyah ile haraşo örüp ilmekleri kapatın. Ortadan katlayıp 6 sıra siyah ile ördüğünüz kısmı dikin. Başladığınız beyaz sırasını tığla birleştirerek çorabı bitirin.

Tuniğin ön ve arkasına 70 ilmekle başlayın. 1 ters, 1 düz olarak 10 cm lastik örün üzerine beyaz renk ile 11 sıra siyah ile devam edin. her iki yandan eşit aralıklarla 1′er ilmek olmak üzere 5′er ilmek eksiltin. Belden bedene doğru yine eşit aralıklarla 1 ‘er ilmek olarak 2′şer ilmek arttırırı 3. beyaz sırasının ortasına gelince yakayı derin V olarak açın. Başlangıçtan 62 cm sonra kol oyuntusu için 2 düz örün. 2 ilmeği toplayın, 1 dolayın, 2 ilmeği toplayarak reglan kesim yapın. Kollara 34 ilmekle başlayın. 12 cm lastik üzerine çizgili olarak düz örün. Kolun her iki tarafından 1′er ilmek olmak üzere 5′er ilmek arttırırı, Kol kesimine gelince 2 düz örün, 2 ilmeği toplayın, 1 dolayın, 2 ilmeği toplayıp reglan kesim yapın. Ön, arka ve kolları birleştirin. Tığla 6 cm genişliğinde 2,5 m uzunluğunda bant örüp üzerine çiçekler dikin. Çoraplara, 200 ilmekle başlayın. 2 sıra beyaz 3 sıra siyah, 4 sıra beyaz, 6 sıra siyah ile haraşo örüp ilmekleri kapatın. Ortadan katlayıp 6 sıra siyah ile ördüğünüz kısmı dikin. Başladığınız beyaz sırasını tığla birleştirerek çorabı bitirin.

Kadınlar için aşk çok önem kazanmaktadır. Değerlidir. Sevgisini sahiplenerek yaşamayı seven bayan, aşk konusunda erkekten biraz daha duyarlıdır. Ama ne yazık ki seveceği insanı her zaman doğru seçemeyebiliyor. Ama gönül bu. Ne zaman nerede hangi insana gideceği belli olmuyor ki! Aşk, etkileyici bir kelime söylerken bile insanın içinde hoş bir duygu oluşuyor. İnsanın içi bambaşka birşey oluyor.Bazılarına göre olmazsa olmaz, bazısına ise mesafeli bir şekilde yaşanması gereken bir heyecan. Peki bayanlar için aşkın önemi nedir diye size bir soru sorsam ? Nasıl bir cevap verirsiniz bilemiyorum ama bence bu önem çok büyüktür. Bayanların büyük bir bölümü için aşk çok değerlidir. Sahip çıkılması gereken, beslenip büyütülmesi gereken bir değerdir.

Kadınlar için aşk çok önem kazanmaktadır. Değerlidir. Sevgisini sahiplenerek yaşamayı seven bayan, aşk konusunda erkekten biraz daha duyarlıdır. Ama ne yazık ki seveceği insanı her zaman doğru seçemeyebiliyor. Ama gönül bu. Ne zaman nerede hangi insana gideceği belli olmuyor ki! Aşk, etkileyici bir kelime söylerken bile insanın içinde hoş bir duygu oluşuyor. İnsanın içi bambaşka birşey oluyor.Bazılarına göre olmazsa olmaz, bazısına ise mesafeli bir şekilde yaşanması gereken bir heyecan. Peki bayanlar için aşkın önemi nedir diye size bir soru sorsam ? Nasıl bir cevap verirsiniz bilemiyorum ama bence bu önem çok büyüktür. Bayanların büyük bir bölümü için aşk çok değerlidir. Sahip çıkılması gereken, beslenip büyütülmesi gereken bir değerdir.
aşk ve kadın
Bayanlar aşkın kadrini bilmesine biliyorlarda aşık olacakları erkeği bazen doğru bir erkek olarak seçemiyorlar . Ama gönül bu işte, biliyorsunuz her yere konuyor. Konduğu yerden de öyle kolay kolay geri çıkamıyor.Bu yüzden hep derim, “Allah doğru yere doğru insana konup, yeşerecek aşklar versin herkese” Özellikle de bayanlara. Aşklarının değerini,önemini bilecek erkekler versin. Çünkü öyle kolay iş değildir, yaşadığın aşka sahip çıkmak,onu sürdürmek, sahip çıkıp bırakmamak onun için herşeyi feda etmek.İşte bu çok bir iştir. Bir de bu zor işin karşısında yanlış bir erkekle karşılaşırsanız işte o zaman o heycan tamamen kabusa dönüşür.

Kadınlar için aşk çok önem kazanmaktadır. Değerlidir. Sevgisini sahiplenerek yaşamayı seven bayan, aşk konusunda erkekten biraz daha duyarlıdır. Ama ne yazık ki seveceği insanı her zaman doğru seçemeyebiliyor. Ama gönül bu. Ne zaman nerede hangi insana gideceği belli olmuyor ki! Aşk, etkileyici bir kelime söylerken bile insanın içinde hoş bir duygu oluşuyor. İnsanın içi bambaşka birşey oluyor.Bazılarına göre olmazsa olmaz, bazısına ise mesafeli bir şekilde yaşanması gereken bir heyecan. Peki bayanlar için aşkın önemi nedir diye size bir soru sorsam ? Nasıl bir cevap verirsiniz bilemiyorum ama bence bu önem çok büyüktür. Bayanların büyük bir bölümü için aşk çok değerlidir. Sahip çıkılması gereken, beslenip büyütülmesi gereken bir değerdir.

Kadınlar için aşk çok önem kazanmaktadır. Değerlidir. Sevgisini sahiplenerek yaşamayı seven bayan, aşk konusunda erkekten biraz daha duyarlıdır. Ama ne yazık ki seveceği insanı her zaman doğru seçemeyebiliyor. Ama gönül bu. Ne zaman nerede hangi insana gideceği belli olmuyor ki! Aşk, etkileyici bir kelime söylerken bile insanın içinde hoş bir duygu oluşuyor. İnsanın içi bambaşka birşey oluyor.Bazılarına göre olmazsa olmaz, bazısına ise mesafeli bir şekilde yaşanması gereken bir heyecan. Peki bayanlar için aşkın önemi nedir diye size bir soru sorsam ? Nasıl bir cevap verirsiniz bilemiyorum ama bence bu önem çok büyüktür. Bayanların büyük bir bölümü için aşk çok değerlidir. Sahip çıkılması gereken, beslenip büyütülmesi gereken bir değerdir.
aşk ve kadın
Bayanlar aşkın kadrini bilmesine biliyorlarda aşık olacakları erkeği bazen doğru bir erkek olarak seçemiyorlar . Ama gönül bu işte, biliyorsunuz her yere konuyor. Konduğu yerden de öyle kolay kolay geri çıkamıyor.Bu yüzden hep derim, “Allah doğru yere doğru insana konup, yeşerecek aşklar versin herkese” Özellikle de bayanlara. Aşklarının değerini,önemini bilecek erkekler versin. Çünkü öyle kolay iş değildir, yaşadığın aşka sahip çıkmak,onu sürdürmek, sahip çıkıp bırakmamak onun için herşeyi feda etmek.İşte bu çok bir iştir. Bir de bu zor işin karşısında yanlış bir erkekle karşılaşırsanız işte o zaman o heycan tamamen kabusa dönüşür.

Polikistik Over’li Hasta Çocuk Doğurabilirmi?

Polikistik Over’li Hasta Çocuk Doğurabilirmi?
Ben anne olmak istiyorum fakat bana polikistik över teşhisi konuldu. Doktor iki ilaç verdi ve bunları kullanmamı söyledi. Sizce bu ilaçlar polikist over’den kurtulmamı sağlaıyacak mı? Siz bu konuyla ilgili ne önerirsiniz?
Cevap:
Polikistik over’de birçok bozukluk’bir arada bulunabilir. Yumurtalıklardaki
hormonal bozukluk sonucu yumurtlamanın olmaması ve ensülin hormonu rezistansı gibi. Kullandığınız ilaç glikoz metabolizmasını düzenlemek için
verilmiş. Polikistik over’de tedavi kısa süreli olamıyor. Muhtemelen sizin kilo sorununuz da vardır. Belki tüylerde artış da görülüyordur.
 Polikistik Over'li Hasta Çocuk Doğurabilirmi?
Polikistik Over'li Hasta Çocuk Doğurabilirmi?
Kullandığınız ilaçlardan alınacak sonuca göre doktorunuz tedavinizi
yönlendirecektir. Polikistik over’li pek çok hasta gebe kalıp sağlıklı çocuklar doğurabilmektedir. Siz doktorunuzun tavsiyelerine uyun, tedaviyi aksatmayın

Polikistik Over’li Hasta Çocuk Doğurabilirmi?

Polikistik Over’li Hasta Çocuk Doğurabilirmi?
Ben anne olmak istiyorum fakat bana polikistik över teşhisi konuldu. Doktor iki ilaç verdi ve bunları kullanmamı söyledi. Sizce bu ilaçlar polikist over’den kurtulmamı sağlaıyacak mı? Siz bu konuyla ilgili ne önerirsiniz?
Cevap:
Polikistik over’de birçok bozukluk’bir arada bulunabilir. Yumurtalıklardaki
hormonal bozukluk sonucu yumurtlamanın olmaması ve ensülin hormonu rezistansı gibi. Kullandığınız ilaç glikoz metabolizmasını düzenlemek için
verilmiş. Polikistik over’de tedavi kısa süreli olamıyor. Muhtemelen sizin kilo sorununuz da vardır. Belki tüylerde artış da görülüyordur.
 Polikistik Over'li Hasta Çocuk Doğurabilirmi?
Polikistik Over'li Hasta Çocuk Doğurabilirmi?
Kullandığınız ilaçlardan alınacak sonuca göre doktorunuz tedavinizi
yönlendirecektir. Polikistik over’li pek çok hasta gebe kalıp sağlıklı çocuklar doğurabilmektedir. Siz doktorunuzun tavsiyelerine uyun, tedaviyi aksatmayın
Son, iyi bir filtre gibidir, oksijeni ve çocuğa lâzım olan bütün gıda ve minarelleri çocuk kanma geçirir. Cenine lâzım olduğu kadarını verir. Lüzumunda kullanılmak üzere besin depolar. Bu arada zehirleri ve bazı mikro organizmaları geçirmez. Ancak frengi ve su çiçeği mikrobunu maalesef geçirir. Bir de anne kanında önceden oluşmuş bazı antikorların bebeğe geçmesine yardım eder. Bunların başında kızamık gelir. Kızamık geçiren bir annenin çocuğu 6 ay bu hastalığa yakalanmaz.
Anne tarafından alman bazı ilâçlar da, “son”un barajına takılır. Cenini, bunların yan etkilerinden korur. Cenin tarafından yapılan bazı hormonlar (insülin), “son” aracılığıyla ihtiyacı olan anneye verilir.
Özetle; filtre, fabrika, koruyucu vazifesi gören “son”un en önemli vazifelerinden biri de cenini koruyan ve geliştiren hormonu yapmasıdır.
anne karnındaki bebeğin gelişimi

SüreHesap FormülüBoyAğırlık
1. Ayın sonu (4. Hafta)1×11 cm.
2. Ayın sonu (8. Hafta)2×24 cm.11 gr.
3. Ayın sonu (12. Hafta)3×39 cm.45 gr. j
4. Ayın sonu (16. Hafta)4×416 cm.225 gr.
5. Ayın sonu (20. Hafta)5×525 cm.300-400 gr.
6. Ayın sonu (24. Hafta)6×530 cm.600-800 gr.
7. Ayın Sonu (28. Hafta)7×535 cm.1400-1700 gr.
8. Ayın sonu (32. Hafta)8×540 cm.2000-2400 gr.
9. Ayın sonu (36. Hafta)9×545 cm.3000-3200 gr.
10. Ay içinde (40 Hafta içinde)10×550 cm.3300 gr.

Göbek Kordonu: Göbek kordonu, ceninde meydana gelen atık maddeleri anne kanma verir. Anne kanından gelen ve “son”daki değişiklikten sonra gıda ve oksijen yüklü kanı, doğrudan ceninin kanma göbek kordonu taşır. İki temiz, bir kirli kan damarından oluşan bir kordon şeklindedir. “Son” gibi göbek kordonu da, üçüncü ayda son şeklini alır.
Cenin, iki katlı zar tarafından korunur. Bu zarlar arasında amnios sıvısı denen, berrak bir su vardır. Altı ayda 1 litreye kadar çıkar. Suyun ortasında cenin, bir balık gibi yüzer ve onu harici darbelerden korur.
İkizler: İkizler iki kısımdır.
a) Tek yumurta ikizi: Bir sperm, bir ovülü aşılar; yumurta ikiye ayrılıp, iki embriyon meydana getirir. Bunlar birbirlerine çok benzeyen ve aynı cins ikizleri oluşturur. Embriyon torbası tek de olur, çift de olur. Fakat “son”ları tektir.
b) Çift yumurta ikizi: Çift yumurta ikizinde ise, iki övül birden aşılanır. Bunlar, ikizlerin % 70′ini oluşturur. Her yumurtanın ayrı zarı ve ayrı “son”u vardır. İki cenin arasında hiçbir ilişki yoktur. Ayrı cinsiyetten olabilirler. Birbirine fizikî bakımdan benzemezler. Benzerlikleri, ancak iki kardeşinki gibidir.
İkizlerde ilk belirti, karnın fazla büyüklüğüdür. Nefes zorluğu, varis şikâyetleri sıkça görülür. Çok kere erken doğum yaparlar. Kiloları ve boyları çok kere düşüktür. 15-30 dakika aralıkla doğabilirler
Bebeğin Beslenmesi
Bütün memeli hayvan yavrularının beslenmesinde, kendi sütleri en iyi gıdadır. Ayrıca sıcak, temiz ve steril oluşlarının yanında, çok yüksek beslenme gücü, vazgeçilmez tercih sebepleridir.
içerdiği hormonlar, enzimler ve koruyucu antikorlar anne sütündeki maddelerin emilmesine yardım ettiği gibi, anneden steril doğmuş bebeğin sindirim kanalını, bir duvar gibi korur.
Anne sütünün üstünlüklerini, sırf kimyasal yapısıyla izah etmek yeterli değildir. Gelişmede ve bebeği korumadaki bilgilerimizin bilinmeyenleri, bilinenlerden daha çoktur.
Yeni bilgiler ışığında bütün ilgilileri, sağlık teşkilâtı mensuplarını, doktorları, bakıcı personeli, anne, babayı ve aile yakınlarını, anne sütüyle beslenme hususunda gerekli şekilde aydınlatmak ve bunun propagandasını yapmak çok önemlidir.
bebek beslenmesi
Anne sütünden hemen sonra verilen suni gıdaların çocuklara fayda yerine zarar getirdiği, anne sütündeki biyolojik değerlerin, bebeğin sindirim kanalında ters etki yapmasına sebep olduğu son araştırmalarda kesinlik kazanmıştır. Gene son çalışmalar hâlâ birçoğunun yaptığının aksine -bebek doğar doğmaz, on dakika içinde (koruyucu sıcaklıkta), henüz kundak yapmadan- bebeğin anne memesine konması gerektiğini ortaya koymuştur. Annenin meme başından kalkan refleksler, beyinden gelen hormonal bir emirle, anne sütünün salgılanmasında çok önemli rol oynar.
Annenin duyu organları ile çocuktan aldığı koku, ses, ten teması göğsün süt yapmasını pozitif yönde etkiler. Annenin stres ve besleye-meme korkusu, geçici bir zaman için süt yapımını azaltır, ama durdurmaz. Bizim geleneğimizde, lohusa annenin her yönden koruma altında tutulması gerekliliği vardır.
Yeni doğan bebeğin ilk günlerinde, annenin ağız denen ilk emzik sütündeki İgA adlı antikor yapısındaki koruyucu maddeler, mide ve bağırsakların iç duvarını korumada tutması, fevkalâde önemlidir. Yeni doğan bebekte bulunmayan İgA maddesi, anne sütü yoluyla bebeğin kanma da geçer solunum ve idrar yollarını da korumaya alır.
Eskiden olduğu gibi, bebek doğar doğmaz hemen şekerli su verilmemelidir. Çocuğun açlık duygusu bu yolla köreltilirse, emmesini engeller ve boşalamayan göğüs süt yapımını azaltır veya durdurur.
Netice olarak, “anne yorgundur, sütü daha gelmemiştir” diye çocuğu anne memesine tutmamak büyük hatadır.
AĞIZ SÜTÜ
Doğumdan sonra ortalama dört beş gün kadar, anne memesinden salgılanan süte, “ağız” (kolles-turum) denir. On gün kadar da sürebilir. Kıvamı biraz koyucadır. Açık sarı renktedir. Günde 15-40 cm3 kadar üretilebilir. Proteini, normal anne sütünün 2-3 katıdır. Vitamin A ve mineral bakımından yüksektir. Yağ ve laktoz oranı da normal anne sütüne göre düşüktür.
Yeni doğan bebeğin korunmasında ve normale geçişin sağlanmasında “ağız”m rolü büyüktür. Sindirim sisteminin yeni döneme hazırlanmasında, önemli vazifeler alır. Kakaya hafif yumuşaklık verir. İlk kakanın kolayca çıkmasına yardım eder. “Ağız”, beslenmenin yanında su ve enerji ihtiyacının giderilmesinde büyük yardımcı olur. Ayrıca -bebeğin vücudunu mikroplardan koruduğu için-ilk emzirmeler çok önemlidir.
İstatistiklere göre anne sütü almış bebeklerde, doğal koruma sonucu, çocuk ölümleri sun’î beslenen çocuklara göre çok azdır.
Anne sütü, bebeğin yağ, protein, şeker, madensel tuzlar ve vitamin ihtiyaçlarını karşılayacak niteliktedir. Günün ilk emzirmesinde yağ, şeker, diğer zamanlara göre biraz fazladır. İlk haftalarda protein ve madensel tuzlar fazla, yağ, şeker biraz azdır. 3-4 hafta sonra anne sütü değişmez kalitede devam eder. Alman süt, bir buçuk saat içinde mideyi terk eder. Anne sütü, bağırsakta basillüs bifidüs yapımına da yardımcı olur. Bu faydalı mikroplar ishallerin önlenmesinde görev alırlar.
Anne sütü parasızdır, ekonomiktir, sterildir; hazırlanmasında mama ve biberon olmadığından zaman kaybı yoktur. Bebeğe verilen günün son anne sütünün kalitesi ve doyurucu vasfı yüksek olduğundan çocuğa iyi uyku sağlar.

Eski ojenizi tırnaklarınızdan çıkarın. Bunun için bir pamuğa asetonu döküp tırnağınızın üstünde bir dk. bekletebilirsiniz.

Eski ojenizi tırnaklarınızdan çıkarın. Bunun için bir pamuğa asetonu döküp tırnağınızın üstünde bir dk. bekletebilirsiniz.
Ojeyi tırnağınızdan çıkartırken pamuğu tırnağınız üzerine sürtmek yerine, sert hareketlerle tırnak etlerine bulaştırmadan yapmaya çalışmalısınız.
Törpüyle tırnaklarınıza güzel bir şekil verin. Gerekirse önce tırnak makasıyla kesin ardından törpü ile düzltip şekil verin.
Kenardan ortaya ve ortadan kenara doğru yumuşak hareketlerle törpüleyin.
Bu uygulamayı sert bir şekillde yapmayın.
Tırnak etlerinizi vazalinle yumuşatıp, ılık suda bekletip dinlendiriniz.
tırnak bakımı
Tırnağınızı daha iyi bir biçimde temizlemesi için sabun, limon suyu veya zeytin yağı koyabilirsiniz.
Tırnak eti eriticisi bir ürün kullanarak tırnak etlerinizi yok edin ve kalan kısmını yumuşakça geri itin. (Tırnak etlerinizi kesmeyin bu enfensiyona neden olabilir)
Ellerinizi ılık suyla yıkayın.
Yıkadıktan sonra tırnaklarınızda oje kalıntıları kalmış olabilir ve onları tekrar asetonla silin .
İlk önce tırnağınıza ince bir kat sürüp kurumasını bekleyin.
Ojeyi ortadan başlayarak sürün.
İkinci kat ojeyi de sürüp kurumasını bekleyin.
Hemen ardından ojelerin çatlamasını önleyen koruyucu ojenizi sürün.
Ojelerinizin daha dayanıklı olmasını ve parlaklığını korumasını istiyorsanız, kolonya, limon, parfüm gibi çözücü maddeler içeren şeylere temas etmekten kaçınınız.

Son yılların gözdesi olan, doğayla iç içe, açık havanın doyasıya hissedildiği kır düğünleridir. İstenildiği gibi dans edebilmek, bulunduğunuz çevreyle uygun olmak için giysi seçimlerinizde şıklık,güzellik ve rahatlığı bir arada sunan seçimler yapmalısınız.

Son yılların gözdesi olan, doğayla iç içe, açık havanın doyasıya hissedildiği kır düğünleridir. İstenildiği gibi dans edebilmek, bulunduğunuz çevreyle uygun olmak için giysi seçimlerinizde şıklık,güzellik ve rahatlığı bir arada sunan seçimler yapmalısınız.
Diz üstü boylarında, saten veya yeri şifon kumaşlardan abiye elbiseler şık ve güzel görünmenizi ve açık havada çok rahat bir biçimde hareket etmenizi sağlar. Ayakkabılarınızda topuklu veya az topuklu ayakkabılar elbisenizle uygun bir görünüm sağlayacak, yürümenizi daha rahat bir şekilde kolaylaştıracaktır.
Kır düğünlerinde; upuzun, kabarık gece elbiseleri seçmemenizde fayda sağlar. Çünkü kabarık gece elbiseler rahatlık yönünden pekte iyi olmayacaktır. Ayakkabı tercihlerinizde ince ve topuklu ayakkabılar kır düğünü yönünden uygun değildir zira girintili çıkıntılı yerlerde yürümenizi çok daha zorlaştırır.
düğün elbisesi
Deniz Düğünü
Deniz kenarı, havuz başı veya teknede olan düğünler için elbise tercihinizde hep düşlerinizi belirlediğiniz uzun gece kıyafetlerinizi giyebilirsiniz. Bulunduğunuz ortamla uyum sağlamak 2010 ve 2011 yaz trendlerini yansıtmak isterseniz; mavi, lacivert tonlarında gece kıyafetleri uyum sağlayacaktır.
Ayakkabı tercihlerinizde uç kısmı açık,topuklu seçimler yapabilirsiniz.Fakat gece süresince ayakta duracağınızı düşünerek daha rahat olan ayakkabılar alabilirsiniz.
Teknede olan düğünlere giderken hava durumunu göz önünde bulundurmalısınız ve uzun, dar abiyeler seçmelisiniz. Geniş veya kabarık gece elbiseler; rüzgârın etkisiyle sizi zor durumlara sokabilir.
Balo Düğünü
Balo salonlarında olan düğünlere giderken elbise tercihinde özgürlüğün tadına varabilirsiniz.Btün gösterişli gece elbiseleri uzun veya kısa, parlak veya sade, kabarık veya dar abiyeler balo düğünleri için uyum sağlayacaktır. İç yerlerde olan düğünlerde istediğiniz renkleri seçebilir, ayakkabı tercihlerinizde özgür bir biçimde davranabilirsiniz.
Düğün; şık,gösterişli bir balo salonunda oluyorsa saten tarzında parlak kumaşlardan yapılmış abiy kıyafetler bulunduğunuz ortama uygun olacaktır, siz de şıklığınızla adınızdan söz ettirebilirsiniz
Sağlıklı ve pürüzsüz bir cilt için, doğal cilt bakımı uygulamalarına başlıyoruz. Harekete geçmek için toprağa, kile, bitkilere, çiçeklere, süte, sirkeye sahip olmanız yeterli. Bir de tabii, kendinize vakit ayırma kararlılığına…
KİL MASKESİ
Kil cilt bakımında diğer maddelere bakılarak çok yönlü bir maddedir. Kesin bir temizleyici olarak kil, kiri epidermisin derinliklerinden söküp atar. Besleyici olarak kil, sağlıklı,güzel ve pürüzsüz bir cildin devamlılığı için çok önemlidir. Temizleyici ile sıkılaştırıcı olarak, en fazla limon suyu yada su barındıran katkı maddeleriyle etkisini gösterir. Terapi kil olarak adlandırılan kil bunlara ek olarak antiseptik, enfeksiyon giderici ve ağrı kesicidir.ü
cilt bakımı,evde cilt bakımı nasıl yapılır
Kozmetik olarak 3 türü vardır: Yeşil,kırmızı ve birde beyaz kil… Bu sözünü ettiğimiz killeri büyük alışveriş merkezlerinde, bitkisel ürünler satan dükkanlardan satın alabilirsiniz.Eğer bu killeri saydığımız iş yerlerinden toz halinde almaya özen gösteriniz. Su yada herhangi bir sıvıyı hızla emerek ve yeşil-mavi yosun gibi başka katı katkı maddeleriyle, doğranmış bitkisel otlar yada meyve ve sebze püreleriyle harmanlayarak kolay bir şekilde kullanabilirsiniz.
Minik yumrular şeklinde satılan kili, ilk önce mikser yada kahve öğütücüsü içerisinde kendiniz toz haline getirmezseniz, birbirine karışılması bir miktar daha uzun sürer.
Kil, macun şeklinde de kullanıma hazır bir vaziyette de satılmaktadır. Bu oldukça süre kazandırıcı olsa da yapabileceğiniz maske türlerini sınırlar,ziya bazı reçeteler kil sıvı haline gelmeden önce başka katkı maddeleri katmayı gerektirir.Bunlara ek olarak biraz daha pahalıdır.
Gereken kil miktarı bekletilmiş mineral suyla kaplanır ve karıştırmadan otuz dk. dinlenmeye alınır. Musluk suyu veya klor içeren başka bir su kullanmayınız. Tüm suyu çekene kadar karıştırmamak çok mühimdir çünkü,çok erken karıştırırsanız maskeniz pütürlü ve yapışkan olur.
Tüm su iyice içine çekene kadar bütün malzemelerinizi iyice karıştırmalısınız. Bu karışım çok kolaylıkla yapılabilecek kadar kalın, macun yoğunluğunda olmalıdır. Fazla sıvı olursa yapışkan olmaz,eğer fazla kalın olur ise cildinize derinden nüfuz etmez. Fazla ince olan bu karışıma çok az bir miktarda kil katmak yeterince kolaydır lakin, fazla kalın olan macuna biraz daha çok su katmak dikkat ister. Bu durumda her seferinde karıştırarak, azar azar su katılması gerekmektedir.
Kile başka maddeler katılacaksa bunun bu basamakta yapılması tercih edilmektedir yalnız, yağ yada yağ karışımlarının kuru kile katılması en iyisidir. Reçetelerin bazılarında bekletilmiş şişe suyu yerine meyve yada sebze suları kullanılmaktadır.
GEBELİKTE BESLENME
Hayatın her aşamasında olduğu gibi gebelikte de beslenme büyük önem taşımaktadır. Annenin sorunsuz bir gebelik geçirebilmesi ve bebeğin büyüme ve gelişmesinin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesinde sağlıklı beslenme önemli rol oynamaktadır.
Sağlıklı beslenme ne anlama gelmektedir?
Sağlıklı beslenme vücut için gerekli olan besin öğelerinden yeterli ve dengeli bir şekilde alınması anlamına gelmektedir.
Sağlıklı beslenme için gerekli besin grupları nelerdir?
Sağlıklı beslenme için 5 ana besin grubuna giren besinlerden her gün, mümkünse her öğün dengeli bir şekilde tüketilmesi gerekmektedir. Bu besin grupları şöyle sıralanabilmektedir:
Et ve et ürünleri grubu
Süt ve süt ürünleri grubu
Tahıl grubu
Meyve ve sebze grubu
Yağ ve şeker grubu
Bu besin gruplarını her gün almak zorunlu mudur?
Bu besin gruplarına giren besinlerden her gün yeterli ve dengeli bir şekilde tüketilmesi sağlıklı beslenmenin en önemli kuralıdır.
Gebelikte beslenme kuralı ne olmalıdır?
Halk arasında gebelikte, anne adaylarının iki kişilik yemesi gerektiğine dair inanışlar bulunmaktadır. Annenin gebelik süresince gerektiğinden fazla beslenmesi, yetersiz beslenme kadar anne ve bebeğin sağlığı açısından zararlı olabilmektedir. Bu nedenle, gebelik süresince kilo alımının belli sınırlar içinde tutulması gerekmektedir. Anne adayının her besinden yeterli miktarda alması gerekmektedir. Gebelik süresince fazladan alınan her kilo annenin gebelik sonrasında kilo problemiyle karşılaşma olasılığını artırmaktadır.

Normal bir gebelikte ne kadar kilo alınmalıdır?
Bu periyotta, anne adayının alması gereken kilo 10-14 kg arasındadır. 14 kilodan fazla kilo alımı anne ve bebek için problem oluşturabilmektedir.

Gebelikte alınan besin miktarı artırılmalı mıdır?
Gebelikte anne adayının besin gereksinimi artmaktadır. Anne adayının gereksinimlerine uygun olacak şekilden aldığı besinlerin miktarlarını artırması gerekecektir. Anne adayı, gebelik öncesindeki kilosu gebelikteki beslenmeyi etkilemektedir. Anne adayı, gebelik ön-cesinde normal kilosunda ise ilk 3 ay aldığı besinlerin artırılmasına çok fazla gerek olmamaktadır. Anne adayı eğer gebelik öncesinde zayıf ise kilo kazanımı sağlamak için besin alımını artırmalı, şişman ise ilk 3 ay dengeli ve yeterli bir diyet programı ile kilo kaybı sağlanmalıdır.
Gebelikte zayıflamaya yönelik diyet programı yapılabilir mi?
İlk 3 ay geçtikten sonra zayıflamaya yönelik diyet programı kesin¬likle uygulanmamalıdır. Ayrıca azar azar sık sık beslenme aşırı beslenmeyi önleyerek kilo alımının normal sınırlara tutulmasına yardımcı olabilecektedir.
Gebelik bulantı ve kusmaları için önerileriniz nelerdir?
Gebeliğin ilk 3 ayı içinde bulantı sorunu olduğu için kilo kayıpları da görülebilmektedir. Bulantı olduğu dönemde, anne adaylarının kuru ve tuzlu besinler tüketmeleri bulantı açısından olumlu etki göstermektedir. Kuru, tuzlu besinler bulantı üzerinde azaltıcı etkiye sa-hip iken, sulu, yağlı ve şekerli besinler bulantı üzerinde artırıcı etki gösterebilmektedir. Bulantı olduğu dönemde tuzlu kraker, galeta, grisini, peynir, leblebi ekmek ve yağsız makarna gibi besinler, anne adayları tarafından tüketilebilmektedir. Bu dönemde et yemekleri, yağlı pilav, makarna, tatlı gibi besinler bulantının artmasına neden olabilmektedir.
Gebelikte karbonhidrat tüketimi nasıl olmalıdır?
Karbonhidrat içeren besinler hangileridir?
Vücudun enerji ihtiyacını karşılamak için en önemli besin öğelerinden bir tanesi, karbonhidratlardır. Karbonhidrat içeren besinler, ekmek, pilav, makarna, unlu besinler, meyve ve şekerli besinlerdir. Karbonhidratlar aşırı miktarda alındığında ağırlık artışına yol açmaktadır. Yeterli ve dengeli bir şekilde alınan karbonhidratlar, anne adayının gereksinim duyduğu enerjinin karşılanmasına yardımcı olabilecektir. Gebelik süresince karbonhidrat olarak şeker ve şekerli besinler yerine ekmek, pirinç, makarna vb. besinleri daha fazla tercih edilmelidir. Kek, poğaça, börek, çörek gibi çok fazla miktarda enerji içeren besinler tercih edilmemeli. Bu tür besinler, çok sık ve aşırı miktarda olmamak kaydıyla tüketilebilir.
Gebelikte protein tüketimi nasıl olmalıdır?
Protein içeren besinler hangileridir?
Proteinler vücudun yapıtaşıdır. Bebeğin büyüme ve gelişmesi için gereklidir. Yeterli ve dengeli beslenmede günlük protein ihtiyacı karşılanmalıdır. Anne adaylarının gebelik süresince et, tavuk, balık, süt, yoğurt, peynir, yumurta ve kuru baklagiller gibi protein içeriği yüksek olan besinleri mutlaka tüketmeleri gerekmektedir. Her gün mutlaka et, tavuk veya balıktan birisini, süt ve ürünlerim tüketmeleri protein ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olacaktır. Tavuk etine göre kırmızı etin biraz daha sık tüketilmesi kansızlık oluşumunu önlemeye yardımcı olacaktır. Sağlıklı bireylere önerilen balık, gebelikte de önerilmektedir. Balığın içindeki yağ, bebeğin sinir sisteminin gelişimi için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle anne adayları hafta da 2-3 kere balık tüketmelidirler. Haftada en az 3-4 kere yumurta tüketimine de dikkat edilmesi gerekmektedir.
Gebelikte kansızlık sık olarak görülmektedir. Kansızlığı önlemek için ne gibi tedbirler alınmalıdır?
Gebelikte demir yetersizliğine bağlı kansızlık çok sık görülen ve çok ciddi sonuçlar ortaya çıkarabilen bir problemdir. Bu nedenle an-ne adaylarının kansızlık yönünden kontrol altında bulundurulması gerekmektedir. Günlük beslenmede, demir yönünden zengin olan besinlerin tüketilmesine dikkat edilmelidir.
Demir yönünden zengin olan besinler hangileridir?
Demir yönünden zengin olan besinler: kırmızı et, koyu yeşil yapraklı besinler, yumurta sarısı, kuru baklagiller, pekmez ve kuru üzüm gibi besinlerdir. Tüketilmesi kansızlığın Önlenebilmesine yardımcı olabilmektedir.
Gebelikte kepekli besinlerin yeri nedir?
Kepekli besinlerin tüketilmesi kansızlığa neden olabileceği için anne adaylanna önerilmemektedir.
Gebelikte kalsiyumun önemi nedir?
Kemik gelişimi için kalsiyum gerekmektedir. Gebelik süresince bebeğin ihtiyaç duyduğu kalsiyum, anneden karşılanmaktadır. Bebeğin kemiklerine kalsiyum birikiminin %70′i son 3 ayda gerçekleşmektedir. Anne adayı yeterince kalsiyum alıyorsa bu gereksinim karşılanabilmektedir. Ancak yeterince kalsiyum almıyorsa, bebeğin kemikleri için gerekli olan kalsiyum annenin kalsiyum depolanndan karşılanmaktadır. Sonuçta kemiklerde zayıflama, dişlerde zayıflama ve çürüme gibi problemlerle karşı
karşıya kalmabilmektedir.
Gebelerin kalsiyum ihtiyacını karşılayabilmeleri için ne yemeleri gerekir?
Anne adaylarının günlük üç su bardağı dolusu süt veya yoğurt ve iki kibrit kutusu büyüklüğünde peynir tüketmesi kalsiyum gereksinimini karşılayabilecektir.
Gebelikte ortaya çıkabilecek tansiyon yükselmeleri nasıl önlenir?
Gebelik süresince tansiyon yüksekliği ortaya çıkabilmektedir. Tansiyonu düşürebilmek için yapılabilecek ilk işlem tüketilen tuz miktarını azaltmaktır. Yemeklere az miktarda tuz konulması ve tuzsuz ekmek tüketilmesi, tansiyonun normal seviyeye gelmesine yardımcı olmaktadır. Tuzun fazla miktarda tüketilmesi ödeme de yol açabilmektedir. Diğer insanlarda olduğu gibi gebelikte de iyotlu tuz kullanımına özen gösterilmesi gerekmektedir.
Annedeki iyot yetersizliği bebekte ne gibi sorunlara yol açabilir?
İyot yetersizliği; düşük, sağırlık, cücelik, gelişme geriliği ve zekâ geriliği gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Gebelikte sık görülen kabızlığı önlemek için ne gibi beslenme kuralları uygulanmalıdır?
Kabızlık, gebelik sırasında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Günlük olarak 1,5-2 litre kadar sıvı alınması, kuru baklagiller, sebze ve meyve tüketiminin artırılması kabızlığın önlenmesini sağlamaktadır. Özellikle kuru kayısı, erik, incir, kayısı kompostosu tüketilmesi önerilmektedir. Alman sıvı miktarının artırılması kabızlığın önlenmesinin yanında vücuttaki suyun atılmasına da yardımcı olmaktadır.
Gebelikte kafein tüketimi nasıl olmalıdır?
Hangi içeceklerde kafein vardır? Bebeğe zararı nedir?
Gebelikte kafein tüketimi önem taşımaktadır. Kahve, çay, kolalı içeklerde kafein bulunmaktadır. Kafein içeren besinlerin yüksek miktarda tüketilmesi, erken doğum, bebeğin kemiklerinde zayıflık ve ane¬mi gibi durumların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Kahve ve kolalı içecekler tüketilmemelidir. Çay açık veya limonlu olarak Öğün aralarında tüketilmelidir.

Sağlıklı ve pürüzsüz bir cilt için, doğal cilt bakımı uygulamalarına başlıyoruz. Harekete geçmek için toprağa, kile, bitkilere, çiçeklere, süte, sirkeye sahip olmanız yeterli. Bir de tabii, kendinize vakit ayırma kararlılığına…

Sağlıklı ve pürüzsüz bir cilt için, doğal cilt bakımı uygulamalarına başlıyoruz. Harekete geçmek için toprağa, kile, bitkilere, çiçeklere, süte, sirkeye sahip olmanız yeterli. Bir de tabii, kendinize vakit ayırma kararlılığına…
KİL MASKESİ
Kil cilt bakımında diğer maddelere bakılarak çok yönlü bir maddedir. Kesin bir temizleyici olarak kil, kiri epidermisin derinliklerinden söküp atar. Besleyici olarak kil, sağlıklı,güzel ve pürüzsüz bir cildin devamlılığı için çok önemlidir. Temizleyici ile sıkılaştırıcı olarak, en fazla limon suyu yada su barındıran katkı maddeleriyle etkisini gösterir. Terapi kil olarak adlandırılan kil bunlara ek olarak antiseptik, enfeksiyon giderici ve ağrı kesicidir.ü
cilt bakımı,evde cilt bakımı nasıl yapılır
Kozmetik olarak 3 türü vardır: Yeşil,kırmızı ve birde beyaz kil… Bu sözünü ettiğimiz killeri büyük alışveriş merkezlerinde, bitkisel ürünler satan dükkanlardan satın alabilirsiniz.Eğer bu killeri saydığımız iş yerlerinden toz halinde almaya özen gösteriniz. Su yada herhangi bir sıvıyı hızla emerek ve yeşil-mavi yosun gibi başka katı katkı maddeleriyle, doğranmış bitkisel otlar yada meyve ve sebze püreleriyle harmanlayarak kolay bir şekilde kullanabilirsiniz.
Minik yumrular şeklinde satılan kili, ilk önce mikser yada kahve öğütücüsü içerisinde kendiniz toz haline getirmezseniz, birbirine karışılması bir miktar daha uzun sürer.
Kil, macun şeklinde de kullanıma hazır bir vaziyette de satılmaktadır. Bu oldukça süre kazandırıcı olsa da yapabileceğiniz maske türlerini sınırlar,ziya bazı reçeteler kil sıvı haline gelmeden önce başka katkı maddeleri katmayı gerektirir.Bunlara ek olarak biraz daha pahalıdır.
Gereken kil miktarı bekletilmiş mineral suyla kaplanır ve karıştırmadan otuz dk. dinlenmeye alınır. Musluk suyu veya klor içeren başka bir su kullanmayınız. Tüm suyu çekene kadar karıştırmamak çok mühimdir çünkü,çok erken karıştırırsanız maskeniz pütürlü ve yapışkan olur.
Tüm su iyice içine çekene kadar bütün malzemelerinizi iyice karıştırmalısınız. Bu karışım çok kolaylıkla yapılabilecek kadar kalın, macun yoğunluğunda olmalıdır. Fazla sıvı olursa yapışkan olmaz,eğer fazla kalın olur ise cildinize derinden nüfuz etmez. Fazla ince olan bu karışıma çok az bir miktarda kil katmak yeterince kolaydır lakin, fazla kalın olan macuna biraz daha çok su katmak dikkat ister. Bu durumda her seferinde karıştırarak, azar azar su katılması gerekmektedir.
Kile başka maddeler katılacaksa bunun bu basamakta yapılması tercih edilmektedir yalnız, yağ yada yağ karışımlarının kuru kile katılması en iyisidir. Reçetelerin bazılarında bekletilmiş şişe suyu yerine meyve yada sebze suları kullanılmaktadır.

Sağlıklı ve pürüzsüz bir cilt için, doğal cilt bakımı uygulamalarına başlıyoruz. Harekete geçmek için toprağa, kile, bitkilere, çiçeklere, süte, sirkeye sahip olmanız yeterli. Bir de tabii, kendinize vakit ayırma kararlılığına…

Sağlıklı ve pürüzsüz bir cilt için, doğal cilt bakımı uygulamalarına başlıyoruz. Harekete geçmek için toprağa, kile, bitkilere, çiçeklere, süte, sirkeye sahip olmanız yeterli. Bir de tabii, kendinize vakit ayırma kararlılığına…
KİL MASKESİ
Kil cilt bakımında diğer maddelere bakılarak çok yönlü bir maddedir. Kesin bir temizleyici olarak kil, kiri epidermisin derinliklerinden söküp atar. Besleyici olarak kil, sağlıklı,güzel ve pürüzsüz bir cildin devamlılığı için çok önemlidir. Temizleyici ile sıkılaştırıcı olarak, en fazla limon suyu yada su barındıran katkı maddeleriyle etkisini gösterir. Terapi kil olarak adlandırılan kil bunlara ek olarak antiseptik, enfeksiyon giderici ve ağrı kesicidir.ü
cilt bakımı,evde cilt bakımı nasıl yapılır
Kozmetik olarak 3 türü vardır: Yeşil,kırmızı ve birde beyaz kil… Bu sözünü ettiğimiz killeri büyük alışveriş merkezlerinde, bitkisel ürünler satan dükkanlardan satın alabilirsiniz.Eğer bu killeri saydığımız iş yerlerinden toz halinde almaya özen gösteriniz. Su yada herhangi bir sıvıyı hızla emerek ve yeşil-mavi yosun gibi başka katı katkı maddeleriyle, doğranmış bitkisel otlar yada meyve ve sebze püreleriyle harmanlayarak kolay bir şekilde kullanabilirsiniz.
Minik yumrular şeklinde satılan kili, ilk önce mikser yada kahve öğütücüsü içerisinde kendiniz toz haline getirmezseniz, birbirine karışılması bir miktar daha uzun sürer.
Kil, macun şeklinde de kullanıma hazır bir vaziyette de satılmaktadır. Bu oldukça süre kazandırıcı olsa da yapabileceğiniz maske türlerini sınırlar,ziya bazı reçeteler kil sıvı haline gelmeden önce başka katkı maddeleri katmayı gerektirir.Bunlara ek olarak biraz daha pahalıdır.
Gereken kil miktarı bekletilmiş mineral suyla kaplanır ve karıştırmadan otuz dk. dinlenmeye alınır. Musluk suyu veya klor içeren başka bir su kullanmayınız. Tüm suyu çekene kadar karıştırmamak çok mühimdir çünkü,çok erken karıştırırsanız maskeniz pütürlü ve yapışkan olur.
Tüm su iyice içine çekene kadar bütün malzemelerinizi iyice karıştırmalısınız. Bu karışım çok kolaylıkla yapılabilecek kadar kalın, macun yoğunluğunda olmalıdır. Fazla sıvı olursa yapışkan olmaz,eğer fazla kalın olur ise cildinize derinden nüfuz etmez. Fazla ince olan bu karışıma çok az bir miktarda kil katmak yeterince kolaydır lakin, fazla kalın olan macuna biraz daha çok su katmak dikkat ister. Bu durumda her seferinde karıştırarak, azar azar su katılması gerekmektedir.
Kile başka maddeler katılacaksa bunun bu basamakta yapılması tercih edilmektedir yalnız, yağ yada yağ karışımlarının kuru kile katılması en iyisidir. Reçetelerin bazılarında bekletilmiş şişe suyu yerine meyve yada sebze suları kullanılmaktadır.

Bebeklerin Beslenme şekilleri

Bebeklerin Beslenme şekilleri
Süt çocuğu beslenmesinde, sabır, bilgi ve özen gereklidir. Buna bir de tecrübe katılırsa çok daha iyi neticeler alınır.
Anne sütü yeterli ve yarayışlı olduğu zaman, annenin birçok problemleri 6 ay kadar halledilmiş demektir. Anne sütünün olmadığı veya yetmediği zamanlar bir çocuk uzmanının yardımına ihtiyaç doğar.
Bu bölümde sıraladığımız programlar bir yol göstericidir. Çocuk buna uymuyorsa, ısrar edilmemelidir. Maksat çocuğun gelişmesi ve büyümesinin durmamasıdır. Bebeğin istediği doğrultuda uygulama yapılmalıdır.
Anneye sunulacak beslenme şekilleri, ailenin sosyoekonomik yapısına ve mevsimlere göre olmalıdır.
Çocuğun beğenisini de göz önüne almak gereklidir. Burada en önemli iş bebek, anne ve doktor işbirliğidir. Gece saat 23′ten sonra, çocuk mama zamanı uyanmazsa, yarım veya 1 saat kadar bekledikten sonra beslenmek ve temizlemek için uyandırılır. “Uyku gıdadır” sözü bir dereceye kadar doğrudur ama beslenme ön plânda tutulmalıdır.
Beslenme Şekilleri
Genel olarak anne sütüyle beslenme 3 saatte, suni (yapay) beslenme ise, 4 saatte bir yapılmalıdır. Doğumun ilk aylarında çocuk mama zamanlarını ağlamalarla belirler. Daha ikinci ayın başlarında bebek iki, üç veya dört saaat aralıklarla beslenme düzenine girer. Anne sütü bebeğin midesini 2-2,5 saatte terkeder. Suni beslenmede bu zaman 3 veya 4 saati bulur.
Çocuk yeterli miktarda besin aldıktan sonra ağlamaya başlarsa, bunu hemen yeterli miktarda beslenemedi manasına almamak lâzımdır. Başka bir sebep aramak gereklidir. Bunu çocuk aç diye değerlendirmek ve tekrar doyurmak, yarı sindirilmiş ve sindirilmemiş gıda karışımı midenin ve bağırsakların fazla çalışmasına sebep olacaktır. Böyle çocuğun midesi şiş ve kusmaya yatkın olur. Fazla gaz şikâyetleri ile huzursuz, sıkıntılı bir bebek görünümündedir. Kaka, sulu ishal şeklindedir. Günlük olarak da çok değişkendir.
Yeni doğan döneminde ağladıkça mama vermek yöntemi bittikten  sonra, 3 saat aralıklarla beslenme düzenine geçmek, anne ve çocuk sağlığı bakımından önem taşır. Çocuk düzenli beslenme alışkanlığına 15-20 günde alışabilir. Annenin de, çocuğun da, dinlenmeye ihtiyacı vardır. Bazı çocuklar emzik veya mama almak alışkanlıklarını bütün gece sürdürmek isterler. Geçici bir zaman için -normale alıştırana kadar- uyku verici veya hafif müsekkinler kullanılabilir.
Düzenli beslenmeyi tarif etmek bizim için kolaydır ama, gece yavrusuyla başbaşa kalan genç anne biraz zorluk çekecektir, bunu sabırla karşılamak gerekir. Çocuğun ağlamasına mağlup olan anne, tekrar meme vermeye geçerse, evde huzur kalmaz. Gece uykusuz kalan anne, gündüz yorgun ve çaresiz olacaktır. Çocuğunu normal beslenme düzenine sokan annenin evinde rahatlık ve huzur hüküm sürer.
Süt çocuklarında üç beslenme şekli vardır:
1- Anne sütüyle beslenme (tabi beslenme),
2- Anne sütü ve ilâve mamalarla (karışık) beslenme,
3- Suni (yapay) beslenme şekilleridir.

1- ANNE SÜTÜYLE BESLENME
Anne sütünün üstünlüğü, verilme şekilleri, annenin ve bebeğin türlü sorunları, emzikli annenin bakımı ve beslenmesi, sütün azlığı, çokluğu, verilmeme hâlleri önceki bahislerde uzun uzun anlatıldığından bu kısımda tekrar edilmemekle beraber önemli kısımlara yeniden değinilecektir.
Memeyle beslenmenin ekonomik durumla ilgili olmaması, ayrıca özel bir bilgiye de ihtiyaç hissedilmemesi, her yerde kolaylıkla verilebilmesi, anne sütünün sıcak ve steril olması, bebek ile annenin duygusal ilişkisini sağlaması nedeniyle diğer yardımcı süt ve mamalara göre üstünlüğü, tartışılmaz bir gerçektir.
Hele ilk aylardaki çocuğu koruyucu etkisi, çocuk sağlığı için en büyük yardımcıdır. Annenin hayat şartları göz önüne alınarak devamlı teşvik edilmeli ve annenin cesareti artırılmalıdır. Ancak çocuğunu emziremeyen annenin suçluluk duygusu kaldırılmalı, ona doktor, ailesi ve çevresi yardımcı olmalıdır.
Sosyo-ekonomik durumu yüksek toplumlarda, anne sütüyle beslenmeye meyil düşük, kalkınmakta olan ülke halklarında ve fakir toplumlarda ise, çocuk emzirmeye ilgi daha çoktur. Sağlık koşullarının yeterli olduğu toplumlarda inek sütünden yapılan mamalar, yeterli bilgi ışığında kullanılırsa, alman neticeler yüz güldürücüdür.
Çalışan annelerin çocukları, mecburen ucuz ve güvenilir süt formülleri ile beslenmeye mahkumdur.
Anne sütü, yeterli miktarda temel besin maddeleri içeren, doğal, emsalsiz bir gıda kaynağıdır. Bilim ve teknik bunu ispatlamıştır. Bugün bile bu hususta bilinmeyenler hâlâ vardır.
Sağlıklı annelerin sütündeki bütün faktörler, bebeğe 6 ay yeterlidir. Başka bir ek gıdanın şart olmadığı tıbbî bir gerçektir. Yalnız 6 ay kadar başka bir ilâve yapmak zararlıdır demiyoruz. Anne sütü yararlı olsa bile 6′mcı aya kadar çocuk, katı gıdalara alıştırılmalıdır. Aksi takdirde ileri aylarda zorluk çekilebilir ve anneleri çok uğraştırabilir. Onun için bu durumun hesaba katılması gerekir.
Sağlıklı annelerin sütlerinde çocuğa lâzım olan bütün maddelerin bulunduğu ve bütün ihtiyaçlarının karşılandığı göz önüne alınarak, altı ay içinde ek vitamin vermek mecburiyeti yoktur. Ancak bir miktar D vitamini verilmelidir. Ayrıca anne sütünde çocuğu üç dört ay hastalıklardan koruyucu maddeler bulunmaktadır. Bundan dolayı anne sütü alan bebeklerin hasta olma şansı azdır.
Anne Sütü Alan Bebeğin Meyve Suyu İhtiyacı: Birçok anne, hatta çocuk hekimleri, yalnız anne sütü alan çocuklara, yeni doğan çağında meyve suyu verirler. Bu gereksiz bir uygulamadır. Amaçları, bebeğe doğal yolla vitamin vermektir. Fakat sağlıklı beslenen anne sütünde, bebeğe yetecek kadar vitamin ve mineral vardır. Buna rağmen erken verilen meyve sularının bazı sakıncaları görülmektedir:
1- Meyva suları, anne sütündeki demirin emilimini azaltır.
2- Bebek, kısmen doyduğu için açlık duygusu kalkabilir, buna bağlı olarak da anne sütünü almasını azaltır veya hiç almayabilir.
3- Anne sütündeki -tabi koruyucu- maddeleri bozabilir.
2- KARIŞIK BESLENME
Anne sütüne, inek sütü veya başka süt formüllerinden birinin ilâvesiyle karışık beslenme, daha ilk aylarda gerekli olabilir. Anne sütünün yetmediğine karar verilirse, ek gıdalara geçmek mecburiyeti vardır. Ek gıdaları verirken biberonun deliğine çok dikkat edilmesi gerekir. Deliğin geniş açılması, emzikten bol mama gelmesine sebep olur. Çocuk buna alışır, anne sütünü de bol ister. Belirli ölçüde akan anne sütünü bırakabilir veya mama o kadar bol gelir ki, bebek yutmaya fırsat bulamaz. Soluk borusuna giden mama çocuğu istenmeyen kötü durumlara sokar.
Anne sütünün yeterli olmaması veya annenin çalışması, karışık beslenmeyi zorunlu kılar. Memeden hemen sonra kullanılacak olan mama önceden hazırlanmalı, bebeğin gazı çıkarıldıktan sonra hemen verilmelidir. Ya da anne sütü birkaç öğün verilmez onun yerine sırf mama verilir. İkinci yöntem tercih edilebilir.
Karışık beslenmenin en önemli ek gıdası, inek sütünden yapılmış süt formülleridir. Daha önceden de bahsedildiği ve her zaman vurgulamakta fayda olan husus, çocuk, anne ve doktor üçlüsünün işbirliği neticesi çocuğun büyümesi ve gelişmesini sağlamaktır. Bebeğin su, kalori, protein, yağ, karbonhidrat, madensel tuzlar ve vitamin ihtiyacının, dengeli bir şekilde sağlanması, istenen sonuca ulaştırır. Bu nedenle süt formülleriyle takviye, başlı başına yeterli değildir. Bebek dört haftayı geçince, karışık ve yapay beslenen çocuklara meyve suları ve ek vitaminler verilmesi uygundur. Takip eden aylardan sonra sebze püreleri, meyve suları ve püreleri yoğurt ve unlu gıdalar belirli zamanlarda ve yeterli miktarda verilmesi gereklidir. İlk verilen elma suyudur. Altı sekiz haftalık çocuklara mandalina veya portakal suyu da 50 gram kadar verilebilir.
Çocuğa Ait Sebepler:
1- Emme refleksi olmayan çocuğa anne sütü verilemez. Prematüre ve düşük doğum ağırlıklı çocuklara, hasta olan bebeklere anne memesi vermek büyük zorluklar doğurur. Bu durumda biberonla beslemeye geçmek zarureti doğar.
2- Doğuştan ağız anomalileri (kapalı burun kanalı) olan çocuklarda emerken, burundan soluk alma imkânı kalkar. Bu durumda çocuk ememez.
4- Şiddetli hastalıklar, üst solunum yolu enfeksiyonları, ağır kalp hastalıkları, böbrek rahatsızlıkları emmeye engeldir.
5- Ağız içi iltihapları geçici olarak emzikten kesmeyi icap ettirir.
vişne reçeli, karaciğer ezmesi, kıyma şeklinde et, çeşitli çorbalarla verilmeye başlanabilir. Altıncı ayda bal, yedinci ayda da yemek suları, -içi biraz zenginleştirilerek- verilmeye başlanır. Yine de esas gıda, süt ve süt mamulleridir. Dokuzuncu aydan sonra çocuk sofraya oturur. Bunun manası, günde 3 öğün yemeğin yeterli olabileceği ve her yemeğin verilebileceğidir.
ÇOCUĞUN MEMEDEN KESİLMESİ: Anne sütünün yeterli olduğu hâllerde altı ay kadar hiçbir ek gıda ve vitamin vermeye ihtiyaç yoktur. Anne sütünü kesmek için bir sebep yoksa, iki yaşma kadar emzirmekte hiçbir mahzur yoktur. İslamî gelenekte böyledir. Çocuğun en güvenilir gıda maddesi anne sütü olduğuna göre, sütten kesmemek için her türlü yol denenmelidir. Ancak başka çare kalmayınca bebeği memeden kesmek zorunlu hâle gelir. Sütten kesmek, çocuğa ve anneye ait sebepler olmak üzere iki grupta incelenir.
1- Meme başı anomalileri çocuğu meme almaktan alıkoyar. Bu durumlarda süt çekecekleri kullanılabilir.
2- Meme hastalıkları.
3- Annenin ağır hastalıkları (tifo, sıtma, nefrit, şeker hastalığı, kanser ve tüberkiloz.)
4- Annenin ruh ve sinir hastalıkları.
5- Annenin şiddetli beslenme bozuklukları.
6- Annenin herhangi bir hastalığında aldığı ilâçların süte geçmesi nedeniyle çocuk zarar göreceğinden gene bir süre anne sütü verilmez.
MEMEDEN KESME TEKNİĞİ: Bir buçuk yaşlarına kadar çocuğa anne sütü vermekte fayda vardır. Bizim ülkemiz gibi sosyal ve ekonomik şartları, ortanın altında olan memleketlerde, uzun müddet bebeğe anne sütü verilmesinin önemini anlamak lâzımdır. Memleketimizde süt sanayi iyice gelişmemiştir. Pastörize olmayan ve açıkta satılan kaynaklardan temin edilen inek sütü, güvenilir olmaktan pek uzaktır. Çocuk memeden kesileceği zaman şunlara dikkat etmek gereklidir:
1- Çocuk tam sağlıklı olmalıdır.
2- Bebeği suni beslenmeye alıştırdıktan sonra anne memesi kesilmelidir.
3- Çocuk katı ve koyu besinleri çiğnemeyi ve yutmayı öğrenmiş olmalıdır. Bundan dolayı da anne sütü birdenbire değil, yavaş yavaş kesilmelidir.
4- Yaz aylarında anne sütü kesilmemelidir.
5- Süt kesilme zamanlarında, evde çocuğun yadırgayabileceği yabancı kimseler olmamalı ve ek gıdalar mutlaka çocuğun tanıdığı, yakınlarından birisi veya annesi tarafından verilmelidir.
Sütten kesme yavaş yavaş yapıldığı takdirde, memede süt yapımı da gittikçe azalır. Sütü birdenbire kesmek için bazı ilâçlar kullanılırsa da sakıncaları vardır. Annenin göğüslerini yukarıya doğru sıkıca bağlaması ve geçici bir zaman için sulu gıdaları azaltması, sütün kesilmesine yardımcı olur.
3- SUNİ (YAPAY) BESLENME
Su, karbonhidrat ve sütten oluşan mamalar bebeğin bütün ihtiyaçlarım karşılayabilecek güçte ve bebek tarafından kabul edilebilir, yani alımı kolay olması gerekmektedir. Ortalama olarak hazırlanan süt formüllerinin her 100 cm ‘de 70 kalori bulunması lâzımdır.
Zamanında doğan bir bebeğin, ilk aylardaki kalori ihtiyacı yaklaşık olarak günde kilogram başına 110-120 kalori, 1 yaşlarına doğru kilogram başına 100 kalori kadardır. Bebeklik çağlarında sıvı ihtiyacı, ilk aylarda kilogram basma 65-90 santimetre küp, ilk altı ayda kilogram başına 130-190 santimetre küptür. Sıcak havalarda ve bazı hastalıklarda bu ihtiyaç artabilir. Süt formülleri yanında içirilen su ve meyve suları da sıvı ihtiyacını, karşılamaya yardım eder. İlk altı ayda sıvı ihtiyacının büyük bir kısmı, verilen taze sütle karşılanır. Bu miktarda her-gün kilogram başına 100-130 santimetre küp kadardır. Zaruret hâlinde bebeğe 6 aylığa kadar sulandırılmış inek sütü verilmelidir. % 5 ile 10 arası normal şeker katılması sütün alımını kolaylaştırır ve kalori miktarını da artırır.
Her öğünde verilebilecek süt aynı miktar olmadığı gibi, her çocuğa görede alman miktar değişir. Ancak belirli hudutlar içinde olması gereklidir. Yaklaşık olarak öğün basma bir iki haftada 30-90 gram, üç ile sekiz hafta arası her öğün 120-150 gram, iki üç ayda 150-180 gram, 3-4 ayda 180-210 gram, 6-12 ay arası 210-240 gram kadardır.
Bebeklerin beslenme süreleri, her bebeğe göre farklılıklar gösterir. Çok kere 3-5 saat aralık yeterli olmaktadır. Beslenme süreleri de 5-30 dakika arasında değişebilir. Uzun süre aşırı beslenme, sindirim bozukluklarına ve karın ağrılarına sebep olabilir. Anne sütüyle beslenmede olduğu gibi bebek yarı dik tutulmalı, bilhassa biberonla beslenmede hava yutulması önlenmelidir.
Verilen süt, vücut ısısına uygun olmalı veya en az oda sıcaklığının altında olmamasına dikkat edilmeli ve her öğün taze hazırlanması gerektiği de unutulmamalıdır.
Ek besinlere başlama yaşı, dördüncü ay civarı olmalıdır. Bundan önceki zamanlarda, çocuğun hazım cihazı, ek besinleri almaya uygun değildir. Ek gıdalara erken başlayan bebekler, az acıktıklarından daha isteksiz emerler. Bu nedenle en önemli gıda maddesi olan anne sütünün yapımı, yavaş yavaş azalır ve kaybolur. Ek besinler, çok kere allerji yapabildiklerinden, bunlara ne kadar geç başlanırsa, bebeğin yaşı ilerledikçe allerji olasılığı da azalır. Buna bağlı sorunlar da geç ve az olacağından çocuk için ek beslenmeye başlama zamanı, ileri aylarda olabilir. Bu nedenlerle, karışık beslenmeye başlama zamanı hekim, anne ve baba üçlüsü tarafından ailenin sosyo-ekonomik durumu da göz önüne alınarak karar altına alınır. Gıdalar yarı katı ve püre şeklinde olduğundan yavaş yavaş biberon kullanımı terk edilerek önce yaslanma durumunda, sonraları destekli oturtularak kaşıkla verilmeye alıştırılır. Başlangıçta yeni gıdalarla karşılaşan çocuk,
hemen bunları yemeyebilir. Önce az miktarlarla başlanır, zamanla bir öğün geçecek şekilde artırılır. Yine de çocuk gıdayı red ederse, 1-2 hafta sonra çocuk iyice aç iken tekrar başlanır. Sevdiği diğer ek besinlerle karıştırılıp verilmeye çalışılır. Böylece çocuğun inadı kırılabilir. Anne sütü ile ek gıda beraber verilmemesi daha iyi olur. Çünkü anne sütündeki koruyucu maddelerin ve birçok vitaminlerin emilimi zarar görür.
Günlük alman, inek sütü miktarı 600 gr. civarında olmalıdır. Eğer hazır formula mamalar verilecek ise, bunların miktarı 1 kg. civarında olmasına dikkat edilmelidir. Alerjik bünyeli çocuklar, yumurta, balık gibi gıdalar, deneme yapıldıktan sonra verilmelidir. 1 yaşın altındaki çocukların gıdalarına, tuz katılmamalıdır.

Bebeklerin Beslenme şekilleri

Bebeklerin Beslenme şekilleri
Süt çocuğu beslenmesinde, sabır, bilgi ve özen gereklidir. Buna bir de tecrübe katılırsa çok daha iyi neticeler alınır.
Anne sütü yeterli ve yarayışlı olduğu zaman, annenin birçok problemleri 6 ay kadar halledilmiş demektir. Anne sütünün olmadığı veya yetmediği zamanlar bir çocuk uzmanının yardımına ihtiyaç doğar.
Bu bölümde sıraladığımız programlar bir yol göstericidir. Çocuk buna uymuyorsa, ısrar edilmemelidir. Maksat çocuğun gelişmesi ve büyümesinin durmamasıdır. Bebeğin istediği doğrultuda uygulama yapılmalıdır.
Anneye sunulacak beslenme şekilleri, ailenin sosyoekonomik yapısına ve mevsimlere göre olmalıdır.
Çocuğun beğenisini de göz önüne almak gereklidir. Burada en önemli iş bebek, anne ve doktor işbirliğidir. Gece saat 23′ten sonra, çocuk mama zamanı uyanmazsa, yarım veya 1 saat kadar bekledikten sonra beslenmek ve temizlemek için uyandırılır. “Uyku gıdadır” sözü bir dereceye kadar doğrudur ama beslenme ön plânda tutulmalıdır.
Beslenme Şekilleri
Genel olarak anne sütüyle beslenme 3 saatte, suni (yapay) beslenme ise, 4 saatte bir yapılmalıdır. Doğumun ilk aylarında çocuk mama zamanlarını ağlamalarla belirler. Daha ikinci ayın başlarında bebek iki, üç veya dört saaat aralıklarla beslenme düzenine girer. Anne sütü bebeğin midesini 2-2,5 saatte terkeder. Suni beslenmede bu zaman 3 veya 4 saati bulur.
Çocuk yeterli miktarda besin aldıktan sonra ağlamaya başlarsa, bunu hemen yeterli miktarda beslenemedi manasına almamak lâzımdır. Başka bir sebep aramak gereklidir. Bunu çocuk aç diye değerlendirmek ve tekrar doyurmak, yarı sindirilmiş ve sindirilmemiş gıda karışımı midenin ve bağırsakların fazla çalışmasına sebep olacaktır. Böyle çocuğun midesi şiş ve kusmaya yatkın olur. Fazla gaz şikâyetleri ile huzursuz, sıkıntılı bir bebek görünümündedir. Kaka, sulu ishal şeklindedir. Günlük olarak da çok değişkendir.
Yeni doğan döneminde ağladıkça mama vermek yöntemi bittikten  sonra, 3 saat aralıklarla beslenme düzenine geçmek, anne ve çocuk sağlığı bakımından önem taşır. Çocuk düzenli beslenme alışkanlığına 15-20 günde alışabilir. Annenin de, çocuğun da, dinlenmeye ihtiyacı vardır. Bazı çocuklar emzik veya mama almak alışkanlıklarını bütün gece sürdürmek isterler. Geçici bir zaman için -normale alıştırana kadar- uyku verici veya hafif müsekkinler kullanılabilir.
Düzenli beslenmeyi tarif etmek bizim için kolaydır ama, gece yavrusuyla başbaşa kalan genç anne biraz zorluk çekecektir, bunu sabırla karşılamak gerekir. Çocuğun ağlamasına mağlup olan anne, tekrar meme vermeye geçerse, evde huzur kalmaz. Gece uykusuz kalan anne, gündüz yorgun ve çaresiz olacaktır. Çocuğunu normal beslenme düzenine sokan annenin evinde rahatlık ve huzur hüküm sürer.
Süt çocuklarında üç beslenme şekli vardır:
1- Anne sütüyle beslenme (tabi beslenme),
2- Anne sütü ve ilâve mamalarla (karışık) beslenme,
3- Suni (yapay) beslenme şekilleridir.

1- ANNE SÜTÜYLE BESLENME
Anne sütünün üstünlüğü, verilme şekilleri, annenin ve bebeğin türlü sorunları, emzikli annenin bakımı ve beslenmesi, sütün azlığı, çokluğu, verilmeme hâlleri önceki bahislerde uzun uzun anlatıldığından bu kısımda tekrar edilmemekle beraber önemli kısımlara yeniden değinilecektir.
Memeyle beslenmenin ekonomik durumla ilgili olmaması, ayrıca özel bir bilgiye de ihtiyaç hissedilmemesi, her yerde kolaylıkla verilebilmesi, anne sütünün sıcak ve steril olması, bebek ile annenin duygusal ilişkisini sağlaması nedeniyle diğer yardımcı süt ve mamalara göre üstünlüğü, tartışılmaz bir gerçektir.
Hele ilk aylardaki çocuğu koruyucu etkisi, çocuk sağlığı için en büyük yardımcıdır. Annenin hayat şartları göz önüne alınarak devamlı teşvik edilmeli ve annenin cesareti artırılmalıdır. Ancak çocuğunu emziremeyen annenin suçluluk duygusu kaldırılmalı, ona doktor, ailesi ve çevresi yardımcı olmalıdır.
Sosyo-ekonomik durumu yüksek toplumlarda, anne sütüyle beslenmeye meyil düşük, kalkınmakta olan ülke halklarında ve fakir toplumlarda ise, çocuk emzirmeye ilgi daha çoktur. Sağlık koşullarının yeterli olduğu toplumlarda inek sütünden yapılan mamalar, yeterli bilgi ışığında kullanılırsa, alman neticeler yüz güldürücüdür.
Çalışan annelerin çocukları, mecburen ucuz ve güvenilir süt formülleri ile beslenmeye mahkumdur.
Anne sütü, yeterli miktarda temel besin maddeleri içeren, doğal, emsalsiz bir gıda kaynağıdır. Bilim ve teknik bunu ispatlamıştır. Bugün bile bu hususta bilinmeyenler hâlâ vardır.
Sağlıklı annelerin sütündeki bütün faktörler, bebeğe 6 ay yeterlidir. Başka bir ek gıdanın şart olmadığı tıbbî bir gerçektir. Yalnız 6 ay kadar başka bir ilâve yapmak zararlıdır demiyoruz. Anne sütü yararlı olsa bile 6′mcı aya kadar çocuk, katı gıdalara alıştırılmalıdır. Aksi takdirde ileri aylarda zorluk çekilebilir ve anneleri çok uğraştırabilir. Onun için bu durumun hesaba katılması gerekir.
Sağlıklı annelerin sütlerinde çocuğa lâzım olan bütün maddelerin bulunduğu ve bütün ihtiyaçlarının karşılandığı göz önüne alınarak, altı ay içinde ek vitamin vermek mecburiyeti yoktur. Ancak bir miktar D vitamini verilmelidir. Ayrıca anne sütünde çocuğu üç dört ay hastalıklardan koruyucu maddeler bulunmaktadır. Bundan dolayı anne sütü alan bebeklerin hasta olma şansı azdır.
Anne Sütü Alan Bebeğin Meyve Suyu İhtiyacı: Birçok anne, hatta çocuk hekimleri, yalnız anne sütü alan çocuklara, yeni doğan çağında meyve suyu verirler. Bu gereksiz bir uygulamadır. Amaçları, bebeğe doğal yolla vitamin vermektir. Fakat sağlıklı beslenen anne sütünde, bebeğe yetecek kadar vitamin ve mineral vardır. Buna rağmen erken verilen meyve sularının bazı sakıncaları görülmektedir:
1- Meyva suları, anne sütündeki demirin emilimini azaltır.
2- Bebek, kısmen doyduğu için açlık duygusu kalkabilir, buna bağlı olarak da anne sütünü almasını azaltır veya hiç almayabilir.
3- Anne sütündeki -tabi koruyucu- maddeleri bozabilir.
2- KARIŞIK BESLENME
Anne sütüne, inek sütü veya başka süt formüllerinden birinin ilâvesiyle karışık beslenme, daha ilk aylarda gerekli olabilir. Anne sütünün yetmediğine karar verilirse, ek gıdalara geçmek mecburiyeti vardır. Ek gıdaları verirken biberonun deliğine çok dikkat edilmesi gerekir. Deliğin geniş açılması, emzikten bol mama gelmesine sebep olur. Çocuk buna alışır, anne sütünü de bol ister. Belirli ölçüde akan anne sütünü bırakabilir veya mama o kadar bol gelir ki, bebek yutmaya fırsat bulamaz. Soluk borusuna giden mama çocuğu istenmeyen kötü durumlara sokar.
Anne sütünün yeterli olmaması veya annenin çalışması, karışık beslenmeyi zorunlu kılar. Memeden hemen sonra kullanılacak olan mama önceden hazırlanmalı, bebeğin gazı çıkarıldıktan sonra hemen verilmelidir. Ya da anne sütü birkaç öğün verilmez onun yerine sırf mama verilir. İkinci yöntem tercih edilebilir.
Karışık beslenmenin en önemli ek gıdası, inek sütünden yapılmış süt formülleridir. Daha önceden de bahsedildiği ve her zaman vurgulamakta fayda olan husus, çocuk, anne ve doktor üçlüsünün işbirliği neticesi çocuğun büyümesi ve gelişmesini sağlamaktır. Bebeğin su, kalori, protein, yağ, karbonhidrat, madensel tuzlar ve vitamin ihtiyacının, dengeli bir şekilde sağlanması, istenen sonuca ulaştırır. Bu nedenle süt formülleriyle takviye, başlı başına yeterli değildir. Bebek dört haftayı geçince, karışık ve yapay beslenen çocuklara meyve suları ve ek vitaminler verilmesi uygundur. Takip eden aylardan sonra sebze püreleri, meyve suları ve püreleri yoğurt ve unlu gıdalar belirli zamanlarda ve yeterli miktarda verilmesi gereklidir. İlk verilen elma suyudur. Altı sekiz haftalık çocuklara mandalina veya portakal suyu da 50 gram kadar verilebilir.
Çocuğa Ait Sebepler:
1- Emme refleksi olmayan çocuğa anne sütü verilemez. Prematüre ve düşük doğum ağırlıklı çocuklara, hasta olan bebeklere anne memesi vermek büyük zorluklar doğurur. Bu durumda biberonla beslemeye geçmek zarureti doğar.
2- Doğuştan ağız anomalileri (kapalı burun kanalı) olan çocuklarda emerken, burundan soluk alma imkânı kalkar. Bu durumda çocuk ememez.
4- Şiddetli hastalıklar, üst solunum yolu enfeksiyonları, ağır kalp hastalıkları, böbrek rahatsızlıkları emmeye engeldir.
5- Ağız içi iltihapları geçici olarak emzikten kesmeyi icap ettirir.
vişne reçeli, karaciğer ezmesi, kıyma şeklinde et, çeşitli çorbalarla verilmeye başlanabilir. Altıncı ayda bal, yedinci ayda da yemek suları, -içi biraz zenginleştirilerek- verilmeye başlanır. Yine de esas gıda, süt ve süt mamulleridir. Dokuzuncu aydan sonra çocuk sofraya oturur. Bunun manası, günde 3 öğün yemeğin yeterli olabileceği ve her yemeğin verilebileceğidir.
ÇOCUĞUN MEMEDEN KESİLMESİ: Anne sütünün yeterli olduğu hâllerde altı ay kadar hiçbir ek gıda ve vitamin vermeye ihtiyaç yoktur. Anne sütünü kesmek için bir sebep yoksa, iki yaşma kadar emzirmekte hiçbir mahzur yoktur. İslamî gelenekte böyledir. Çocuğun en güvenilir gıda maddesi anne sütü olduğuna göre, sütten kesmemek için her türlü yol denenmelidir. Ancak başka çare kalmayınca bebeği memeden kesmek zorunlu hâle gelir. Sütten kesmek, çocuğa ve anneye ait sebepler olmak üzere iki grupta incelenir.
1- Meme başı anomalileri çocuğu meme almaktan alıkoyar. Bu durumlarda süt çekecekleri kullanılabilir.
2- Meme hastalıkları.
3- Annenin ağır hastalıkları (tifo, sıtma, nefrit, şeker hastalığı, kanser ve tüberkiloz.)
4- Annenin ruh ve sinir hastalıkları.
5- Annenin şiddetli beslenme bozuklukları.
6- Annenin herhangi bir hastalığında aldığı ilâçların süte geçmesi nedeniyle çocuk zarar göreceğinden gene bir süre anne sütü verilmez.
MEMEDEN KESME TEKNİĞİ: Bir buçuk yaşlarına kadar çocuğa anne sütü vermekte fayda vardır. Bizim ülkemiz gibi sosyal ve ekonomik şartları, ortanın altında olan memleketlerde, uzun müddet bebeğe anne sütü verilmesinin önemini anlamak lâzımdır. Memleketimizde süt sanayi iyice gelişmemiştir. Pastörize olmayan ve açıkta satılan kaynaklardan temin edilen inek sütü, güvenilir olmaktan pek uzaktır. Çocuk memeden kesileceği zaman şunlara dikkat etmek gereklidir:
1- Çocuk tam sağlıklı olmalıdır.
2- Bebeği suni beslenmeye alıştırdıktan sonra anne memesi kesilmelidir.
3- Çocuk katı ve koyu besinleri çiğnemeyi ve yutmayı öğrenmiş olmalıdır. Bundan dolayı da anne sütü birdenbire değil, yavaş yavaş kesilmelidir.
4- Yaz aylarında anne sütü kesilmemelidir.
5- Süt kesilme zamanlarında, evde çocuğun yadırgayabileceği yabancı kimseler olmamalı ve ek gıdalar mutlaka çocuğun tanıdığı, yakınlarından birisi veya annesi tarafından verilmelidir.
Sütten kesme yavaş yavaş yapıldığı takdirde, memede süt yapımı da gittikçe azalır. Sütü birdenbire kesmek için bazı ilâçlar kullanılırsa da sakıncaları vardır. Annenin göğüslerini yukarıya doğru sıkıca bağlaması ve geçici bir zaman için sulu gıdaları azaltması, sütün kesilmesine yardımcı olur.
3- SUNİ (YAPAY) BESLENME
Su, karbonhidrat ve sütten oluşan mamalar bebeğin bütün ihtiyaçlarım karşılayabilecek güçte ve bebek tarafından kabul edilebilir, yani alımı kolay olması gerekmektedir. Ortalama olarak hazırlanan süt formüllerinin her 100 cm ‘de 70 kalori bulunması lâzımdır.
Zamanında doğan bir bebeğin, ilk aylardaki kalori ihtiyacı yaklaşık olarak günde kilogram başına 110-120 kalori, 1 yaşlarına doğru kilogram başına 100 kalori kadardır. Bebeklik çağlarında sıvı ihtiyacı, ilk aylarda kilogram basma 65-90 santimetre küp, ilk altı ayda kilogram başına 130-190 santimetre küptür. Sıcak havalarda ve bazı hastalıklarda bu ihtiyaç artabilir. Süt formülleri yanında içirilen su ve meyve suları da sıvı ihtiyacını, karşılamaya yardım eder. İlk altı ayda sıvı ihtiyacının büyük bir kısmı, verilen taze sütle karşılanır. Bu miktarda her-gün kilogram başına 100-130 santimetre küp kadardır. Zaruret hâlinde bebeğe 6 aylığa kadar sulandırılmış inek sütü verilmelidir. % 5 ile 10 arası normal şeker katılması sütün alımını kolaylaştırır ve kalori miktarını da artırır.
Her öğünde verilebilecek süt aynı miktar olmadığı gibi, her çocuğa görede alman miktar değişir. Ancak belirli hudutlar içinde olması gereklidir. Yaklaşık olarak öğün basma bir iki haftada 30-90 gram, üç ile sekiz hafta arası her öğün 120-150 gram, iki üç ayda 150-180 gram, 3-4 ayda 180-210 gram, 6-12 ay arası 210-240 gram kadardır.
Bebeklerin beslenme süreleri, her bebeğe göre farklılıklar gösterir. Çok kere 3-5 saat aralık yeterli olmaktadır. Beslenme süreleri de 5-30 dakika arasında değişebilir. Uzun süre aşırı beslenme, sindirim bozukluklarına ve karın ağrılarına sebep olabilir. Anne sütüyle beslenmede olduğu gibi bebek yarı dik tutulmalı, bilhassa biberonla beslenmede hava yutulması önlenmelidir.
Verilen süt, vücut ısısına uygun olmalı veya en az oda sıcaklığının altında olmamasına dikkat edilmeli ve her öğün taze hazırlanması gerektiği de unutulmamalıdır.
Ek besinlere başlama yaşı, dördüncü ay civarı olmalıdır. Bundan önceki zamanlarda, çocuğun hazım cihazı, ek besinleri almaya uygun değildir. Ek gıdalara erken başlayan bebekler, az acıktıklarından daha isteksiz emerler. Bu nedenle en önemli gıda maddesi olan anne sütünün yapımı, yavaş yavaş azalır ve kaybolur. Ek besinler, çok kere allerji yapabildiklerinden, bunlara ne kadar geç başlanırsa, bebeğin yaşı ilerledikçe allerji olasılığı da azalır. Buna bağlı sorunlar da geç ve az olacağından çocuk için ek beslenmeye başlama zamanı, ileri aylarda olabilir. Bu nedenlerle, karışık beslenmeye başlama zamanı hekim, anne ve baba üçlüsü tarafından ailenin sosyo-ekonomik durumu da göz önüne alınarak karar altına alınır. Gıdalar yarı katı ve püre şeklinde olduğundan yavaş yavaş biberon kullanımı terk edilerek önce yaslanma durumunda, sonraları destekli oturtularak kaşıkla verilmeye alıştırılır. Başlangıçta yeni gıdalarla karşılaşan çocuk,
hemen bunları yemeyebilir. Önce az miktarlarla başlanır, zamanla bir öğün geçecek şekilde artırılır. Yine de çocuk gıdayı red ederse, 1-2 hafta sonra çocuk iyice aç iken tekrar başlanır. Sevdiği diğer ek besinlerle karıştırılıp verilmeye çalışılır. Böylece çocuğun inadı kırılabilir. Anne sütü ile ek gıda beraber verilmemesi daha iyi olur. Çünkü anne sütündeki koruyucu maddelerin ve birçok vitaminlerin emilimi zarar görür.
Günlük alman, inek sütü miktarı 600 gr. civarında olmalıdır. Eğer hazır formula mamalar verilecek ise, bunların miktarı 1 kg. civarında olmasına dikkat edilmelidir. Alerjik bünyeli çocuklar, yumurta, balık gibi gıdalar, deneme yapıldıktan sonra verilmelidir. 1 yaşın altındaki çocukların gıdalarına, tuz katılmamalıdır.
Şehriye Çorbası
Malzemeler
-I su bardags şehriye
-5 bardak et suyu veya su
-1 yemek kasığı salca
-2 yemek kasığı margarin
-1 yemek kaşığı un
-Tuz maydanoz

Yapılışı:
1- Tencerede yağla un kavrulur Un sarardığı zaman salça ilave edilir ve kavurmaya devam edilir
2- Et suyu da tencereye eklenir ve kaynayıncaya kadar pişirilir.
3- Kaynayan suya şehriyeler ilave edilir Tuzu ayarlanır şehriyeler yumuşayıncaya kadar pişirilir
4- Kaselere alınan çorba maydanoz ile süslenir Servis yapılır İstenirse karabiber ve limon suyu da eklenebilir
Sponsor Bağlantılar